YAVUZ SELİM ÇUKURBOSTAN YAŞAM MERKEZİ
Yavuz Selim Caddesinden çukurbostana iniyoruz. Burasının tam adı Yavuz Selim Çukurbostan Yaşam Merkezi. Fatih’te üç yerde çukurbostan bulunuyor. İlki olan Fındıkzade’kini gördüğümde isminin Çukurbostan olduğunu düşünmüştüm. Ancak bu parkı da görünce yol seviyesinin altında kaldığından “çukurbostan” dendiğini öğrenmiş olduk. Önce “Bostan” dendiğine göre sebze yetiştirildiğini zannetmiştim. Ancak araştırdığımızda bu tür yerlerin Doğu Roma döneminde yapılmış üstü açık Büyük Su Sarnıçları olduğunu, tarihi yarımada bölgesinde 3 adet bulunduğunu ve bu tür yerlere halk arasında ise “çukurbostan” denildiğini öğreniyoruz. Bu sarnıcın ismi Aspar Sarnıcı imiş. Şehre su getiren sistem 7. yüzyılın başlarında devre dışı kaldığı için Aspar Sarnıcı kullanılmamaya başlanmış. Biriken sularla birlikte sarnıcın dibinde oluşan toprak katmanı, halk tarafından sebze-meyve yetiştirmek için kullanılmış. Yukarıdaki bostan kelimesinden yaptığımız çıkarım boşuna değilmiş. Parkın içerisinde bir çok donatı bulunuyor. Bölge Parkı gibi. Otopark, cami, havuz, sosyal tesis, piknik masaları, basket ve futbol sahaları, çocuk oyun gurupları, fatih belediyesi yavuz selim eğitim birimi vs) Yol seviyesinden parka dört dönerek hafif eğimle iniyoruz. İsteyen merdiveni kullanabilir. İndiğimiz tarafta katlı otopark bulunuyor. Parkın içerisini dolaşıyoruz. Parkın ortası sayılabilecek noktada cami dikkati çekiyor. Çukurbostan Camii. İyi düşünülmüş. Camiye bitişik bir yapı daha var. Caminin içerisini merak ediyoruz. İçeri girdiğimizde Kur’an sesleri kulaklarımızın pasını alıyor. Cami canlı ve hareketli. Allah razı olsun. Parktan Yavuz Sultan Selim Camii çok güzel görünüyor. Ara ara fotoğraf çekiyoruz. Yine orta kısımda sayılabilecek bir yerde fotoğraf çekilirken fon olması için büyük bir fatih yazılı panoyu görüyoruz. Tabi ki tam arkasında Yavuz Sultan Selim Camii tüm ihtişamıyla gözüküyor. Çok güzel düşünülmüş. Bizde Zeynep’in fotoğrafını çekiyoruz. Yine bu bölgede uzunlamasına havuz yer alıyor. havuzun zemini mavi. Biraz eğilerek suya Yavuz Sultan Selim Camiinin gölgesi yansımış mı diye bakıyorum. Çok az bir yansıma var. Belki bu saatte böyle. Havuz kültürü ülkemizde maalesef oluşmuş değil. Aklımdan burada daha geniş ve zemini su yosunu yeşili gibi hafif bir ton olsa camiinin silueti nasıl yansırdı. Daha güzel bir görüntü olacağı aşikar. Duvar boyunca sahalar yer almış, kulüplerin sabah antrenmanı var. Çocuklar cıvıl cıvıl. Parkın içerisinde Fatih Belediyesine ait Yavuz Selim Kafeyi görüyoruz. Bu tür yerleri özellikle belirtiyorum. Hem kendim için hem de başkaları için… Self servis çayımızı ve Zeynep için ise meyveli sodayı aldıktan sonra güzel hava da dışarıdaki masalardan seçtiğimiz birisine oturuyoruz. Masanın üstünde cam var. Masanın üzeri sanki yağmur çiselemişte üzeri ıslak yağmur damlaları varmış gibi gözüküyor. Halbuki masanın üstü silinmiş, ancak sıcak soğuk temasından dolayı alt kısmında bu tür bir görüntü oluşuyor. Çayımızı yudumladıktan sonra parktan Yavuz Sultan Selim Camiine gitmek üzere çıkıyoruz.