THEODOSİUS DİKİLİTAŞ (OBELİSK)

Sultan Ahmet Meydanı denildiğinde akla ilk gelen unsurlardan biriside dikilitaşlardır. Meydanda üç adet dikili sütun vardır. Sırasıyla Theodosius Dikilitaş, Burmalı veya Yılanlı Sütun ve Örme Dikilitaş. Tüm sütunların ortak özelliği, kaidelerinin zamanla yol seviyesinin altında kalması, bu sebeple etrafının kazılarak kaidesinin ortaya çıkarıldığıdır. Ayrıca, örme dikilitaş hariç diğer ikisi Mısır ve Atina’dan taşınmıştır. Mevcut haliyle yükseklikleri sırayla 19,59 – 5,5 ve 32 metredir.   Şimdi her bir sütunun yanında bulunan prizma tabelalarda yazanlara kulak verelim: Dikilitaşlardan ilki Theodosius Dikilitaşı (Obelisk): “Bu Dikilitaş, ilk olarak eski Mısır’da 18.sülale hükümdarlarından III. Tutmosis adına M. Ö. 1450’ye yakın bir tarihte, bir benzeri ile birlikte, Karnak’taki Amon-Ra mabedi önüne yerleştirilmiştir. Obeliskin üzerindeki Mısır hiyeroglif yazısı net bir biçimde görülmektedir. Bu yazı, Tutmosis’in babası için Karnak’ta bir obelisk diktirdiğini ve Mezopotamya’da bir anıt yaptırdığını anlatmaktadır. Üzerinde Firavunla tanrı Amon Ra’nın resimleri de vardır. Yeni Roma kentine Mısır’dan çok sayıda obelisk taşınmıştır. Büyük Konstantin de kendi kurduğu yeni başkenti süslemek için bu obeliski yerinden söktürmüş ancak buraya getirilmesi bilinmeyen bir sebepten dolayı uzun süre gecikmiştir. I.Theodosius zamanında şimdi ki bulunduğu yere dikilmiştir. 19,59 metre yüksekliğindeki taşın ilk halinin daha yüksek olduğu ve bugüne kalan kısmının, aslının ancak üçte ikisini oluşturduğu söylenebilir…. Dikilitaş mermerden bir kaide üzerine oturtulmuştur. Kaidenin mermerden yapılmış temel kısmının iki yüzüne Grekçe ve Latince kitabeler işlenmiştir. Dikilitaş’ın dört yüzünde hiyeroglif yer almaktadır. Osmanlı dönemi boyunca Dikilitaş’ın etrafındaki zemin zamanla yükseldiği için kaidenin alt kısmı toprağa gömülmüştür. İngiliz araştırmacı C.T. Newton, Nisan 1857’de kaidenin etrafında kazı yaparak en alt seviyeye kadar açmıştır. Bu tarihten beri Dikilitaş’ın kaidesi, etrafı demir parmaklıklı kare bir çukurun içerisinde bulunmaktadır. Hipodrom’a konulurken obelisk için mermerden bir kaide ve çeşitli kabartmalar arasında taşın dikilişini gösteren bir resim yapılmıştır. Hipodrom’u süslemek için getirilen obeliskin kaidesinde burada yapılan araba yarışlarını ve onları seyreden İmparator’u resmeden kabartmalar bulunmaktadır.”