SULTAN II. MAHMUD TÜRBESİ

Türbedar Sokağı, Divan yolu Caddesi ve Bab-ı Ali Caddesi arasında kalan ana girişi tramvay cephesinden olan, Türbeye geliyoruz. Türbeyi, I. Abdulmecit babasının vefatı üzerine inşa ettirir. Türbenin bulunduğu arsada II. Mahmud’un kız kardeşi Esma Sultan’a ait konak bulunmakta imiş. Türbe inşaatı 1840 yılında tamamlanmış. Türbeyi, girmeden önce farklı noktalardan, bazen caddenin karşısına geçerek fotoğraflıyoruz. Türbedar Sokağı köşesinde yer alan Türbe yapıların en dikkat çekici olanı. Türbe avlu girişinde bulunan tabelada, türbede üç padişahın, Sultan II. Mahmud, Sultan Abdülaziz ve Sultan II. Abdulhamid’in medfun olduğunu öğreniyoruz. Tabelada türbenin pazartesi günleri ziyarete kapalı olduğu notu düşülmüş. Avlusunda çok sayıda, farklı mimari ile yapılmış, çok sayıda zat medfun. Bir kısmı tanıdık. Çoğu dönemin devlet adamı, mütefekkir, şair gibi tanınmış kişiler. Avlu içerisinde dönemin mimarisini yansıtan bir duvar çeşmesi bulunuyor. Çeşmenin kitabesi bulunmuyor. Teknesi, musluğu yerinde. Avluda, yüzü caddeye bakan sebili de içerisine alan bina bulunuyor. Bina halen bir STK’nın İstanbul Şubesi olarak hizmet veriyor. Bazı türbelerin restorasyonu devam ediyor. Restorasyon afişinden Nev-i Fidan Kadın – II. Mahmud Türbesi başlığı altında türbenin mimarisi hakkında şu bilgileri okuyoruz: “Bir kompleks içerisinde yer alan türbe, Türk ampir üslubunun en önemli örneklerindendir. Türbe sekizgen planlı olup, kubbe ile örtülüdür. Türbenin üst duvarları ve kubbe, alçı kabartma armalarla süslüdür. Yapı, sekiz köşesinde yer alan askı kandil ve Birleşik Krallık Kraliçesi I. Victoria ve eşi Albet’in hediyesi olan avize ile aydınlanmaktadır. Ayrıca türbede III. Napolyon’un hediyesi olan ampir üslupta yaldızlı saatler yer almaktadır. Türbede padişahlarla birlikte Osmanlı hanedan ailesine mensup kişiler medfundur. Bu türbenin giriş holünün sol tarafında Sultan II. Mahmud Han’ın hanımı olan Nevfidan Kadın’ın türbesi yer almaktadır.”  Türbenin kubbesi ve duvarları alışık olmadığımız bir stilde yapılmış, Simetrik, irili ufaklı armalar bulunmaktadır. Çok mu güzel görünüyor. Kişiden kişiye değişir tabi ki. Pencerelerin üzerinde bulunan ayeti kerime türbeyi dört bir yanını kuşak misali sarmaktadır. Altın sarısı yaldızlı saat işçiliği ile dikkati çekiyor. Osmanlı Padişahları arasında adından en çok söz ettiren, başta “batıcılar” olmak üzere eleştiri sınırlarını dahi aşan bir üslupla yazılıp çizilen, 33 yıl ülkenin bütünlüğünü bir şekilde korumuş, padişahlıktan azledilmesi ile kısa sürede devletin batıcı hayalperestlerin elinde dağıldığı süreci de uzaktan gören II. Abdülhamid Han Sandukası. Türbenin üst kısmında biraz yüksekçe bir alanda yukarıda bahsettiğim STK tarafından kullanılan çay bahçesi bulunuyor. Çay bahçesinin ana cephesi Bab-ı Ali Caddesine bakıyor. Ancak o cepheden girişi bulunmuyor. Giriş türbe kapısından yapılıyor. Çay bahçesinde doğal olarak oturanlardan dolayı fotoğraf çekemedim. Beyazıt Divanyolu caddesinde Sultan Mahmud Türbesi avlu duvarı ortasında bu sebil bulunuyor.