SİLİVRİKAPI
Caminin avlusundan Silivrikapı yönünde çıkış yapıyoruz. Silivrikapı’dan araçlar tek yön geçerek Zeytinburnu sınırına geçiyorlar. Sur boyunca fotoğraf çektikten sonra dönüş için farklı yollardan geçerek aracımıza doğru yürüyoruz.





| 6- Silivri Kapısı (Pege) |
| Bu kapı, Mevlevihane Kapısı ile Belgrad Kapısı arasında yer alır. Fetihten önce Selybria (Silivri)’ye giden yol üzerinde olduğu için “Selybria Kapısı” adını almıştır. Kapının, Bizans devrindeki adı bu dönemde büyük bir şöhreti olan Balıklı Ayazmasına açılan yoldan mütevellit “Porta Pighi” ya da “Pege” şeklinde anılmıştır. Bizans İstanbul’u ile ilgili bir çalışması bulunan Millingen, kapının Porta Pighi’den önce de başka bir adının muhtemelen de buralarda olduğu bilinen “Porta Melantiados” olduğunu iddia eder. Zira bu sıralarda Balıklı Ayazması henüz şöhret bulmamış olup kapı, Büyük Çekmece’nin yanında bulunan Melantiade kasabasına açılması nedeniyle bu adla anılmış olabilir. Kapının sur dışına bakan tarafında halk arasında Elekçi Dede olarak bilinen ve ni’mel-çeyşten olduğu rivayet edilen bir şahsın türbesi bulunurken, kapının girişinde solda, etrafı çevrili küçük bir kabir mevcuttur. Burası Seyyid Mehmed Haydar Dede’nin kabridir. Mezarında merhum Hattat Mustafa Halim Özyazıcı’nın rik’a hattı ile şunlar yazılmış taşa: “Murad-ı rabi’ gününde/ Bağdad fetholundığı saat/ de Silivri kapusı üstünde/ sakin iken kendisini aşağa/ burakub Bağdad feth oldu/ deyu haberi kerameti zu-/ hur eden merhum seyyid/ Mehmed Haydar dede/ ruhuna Fatiha/ sene 1035 (1625)” Kapının şehir tarafında, Hadım İbrahim Paşa Camii’ne bakan kısmında, 2,5 m. yükseklikte, de mir bir sapın ucunda yanlarında iki zincirle asılı bulunan bir küre yer almaktadır. Dikkatlice baktığımızda bir gürz olduğunu anladığımız bu küreyi altında bulunan kitabesi de doğrulamakta ve 1630 yılında Zaralı İdris Pehlivan’a ait olduğundan bahsetmektedir. Kitabe şöyledir; “Eski Saray baltacılarından Zaralı/Rizeli(?) Pehlivan İdris’in gürzine Nazar edüb Fatiha-i Şerif’e okuyan iman ile gide Sene 1040 Okka 86” Osmanlı Devlet Teşkilatında, sarayların muhafız kıtalarında istihdam edilen ve muhtemelen iriyarı bir yeniçeri askeri olan İdris Pehlivan’ın gürzünün buraya asılma sebebi müsabakalarda göstermiş olduğu başarılardır. Önünde iki kulesi bulunan Silivri Kapısının Orta Bizans ve Osmanlı Devrinde yapısı değiştirilmiştir. Bu kulelerden kuzeyde olan sekiz köşeli sekizgen bir içyapıya sahipken, güneyde olan altı köşeli yuvarlak bir yapıya sahiptir. Eski kapı aralığına, kapı direkleri çıkarıldıktan sonra iki tuğla sırayla kemerlenmiş alçak bir giriş yapılmıştır. Bu giriş üzerinde bir ateş mazgalı vardır. Kapı duvarının güney yarısında güney kulesi ile olan bağlantısının izleri vardır. Bu kulenin kaidesi büyük kalker taşlardan, üst kısmı ise küçük taşlar la inşa edilmiş; üzeri tuğla sırası ile örülmüştür. Son Bizans devrinde bu kulenin dış duvarları yenilenmiştir. Türk devrinde tamir edilen çatısı çökmüştür. Güney kulesinin şehre bakan cephesinin üzerinde 1438 tarihli bir tamir kitabesi vardır. Kuzey cephesinde üç niş ve bunların içinde mermer levhalar bulunmaktadır. Üç levhada da haç motifi dikkat çekerken, güney kulenin şehre bakan cephesindeki mermer kitabede “Tanrının koruduğu bu kapı Ioannes ve Maria Paleologia’nın hükümdarlığı sırasında Manuel Bryennies Leontari yardımıyla 1438 yılının Mayıs ayında tamir edilmiştir.” yazmaktadır. Kitabede ismi geçen Leontari’nin İstanbul’un fethi sırasında Edirnekapısı’nı savunan komutanın olması kuvvetle muhtemeldir. Kuzey kulesi bir kalker bir tuğla şeklinde duvar örüntüsüne sahiptir. Üst kat ince profili, bir kalker şeritle, penceresiz aşağı kattan ayrılır. Kubbesi nispeten sağlam kalabilmiştir. Ön kapının büyük bir kısmının gösterdiği yapı özelliklerden dolayı, fetihten sonra inşa edildiğini söyleyebiliriz. Bizans işçiliğine sadece arazi tarafındaki kapı köşelerin de rastlamaktayız. Kapının şehre bakan iç tarafı tamir görmüştür. Batı cephesinde daha önceden varlığı saptanan bu 1510 tarihli onarım kitabesi bugün mevcut değildir. Bu kitabede kapının 1509 depreminden zarar gördüğü ve 1510 yılında onarıldığı yazılmakta idi. 1910’larda var olan tarih düşürülmüş bu kitabeyi İhtifalci Mehmet Ziya şöyle okumuştur: “Zıll-i ak Bâyezid-i Şems- mülk Ki hümâyûn-ı fer ü kamer-tal’a Der zamâniş fütad zelzele-i Kal’a ra kal’a kerd ba sel’a Der harâbu müremeteş târih “Harâb bünyân” “müremmetü’l-kal’a” 915,916 Yedigen Kuzey Kulesinde İmparator II. Basileios (976-1025) ve IX. Konstantin (1042-1055) şerefine bir kitabenin olduğundan, bu kitabede “Basileios ve Konstantin’in kulesi, Hristiyan imparatorları” ifadesinin yer aldığından bahsedilmektedir. Kapının önünde hendek üzerinde doğu batı istikametinde, cadde ile Silivri Kapı’yı birbirine bağlayan üç gözlü bir köprü vardır. Tarihsel süreç içerisinde 1969’da bu kapının avlusunda bir ev, ön kapının kuzey tarafında bir kahvehane, şehre bakan tarafında da bir polis karakolunun bulunduğu bilinmektedir. Hatta güney kulesinin 1970’lerde ahır olarak kullanıldığı, kuzey kulesinin içinin de toprakla dolu olduğu bilgisine de ulaşmaktayız. 1980 yılında kapının kuzeyindeki alanda yapılan bir arkeolojik kazıda bir Bizans anıt mezarı bulunmuştur. Kapı, 1987 yılında Taç Vakfı tarafından restore edilmiş, yıkık olan üst kesimleri yeniden yapılmıştır. Bu bölüm, Kara Tarafı Sur Kapıları başlığı altında Fatih GÜLDAL tarafından kaleme alınmıştır. Kaynak: Dersaadet’in Sur Kapıları, Editör; Yusuf ÇAĞLAR, Metinler; Semavi EYİCE, Süheyl ÜNVER, Fatih GÜLDAL, Ömer Faruk ŞERİFOĞLU, Proje Koordinasyon; SUR ÇELİK KAPI |
