ŞEYH MEHMET VE ALİ GEYLANİ TÜRBESİ
Hidayet Cami avlusuna girdiğimiz kapının tam karşısındaki diğer kapıdan Arpacılar Caddesinin sahile doğru kıvrıldığı noktadan çıkıyoruz. Sola dönerek Arpacılar Caddesinde yürümeğe başlıyoruz. Sağımızda caddenin başında Arpacılar Cami ve Şeyh Mehmet ve Ali Geylani tabelası görerek içeri giriyoruz. Cami büyük ihtimal bir tekke binasından dönüşmüş. Dıştan 2 katlı, minaresiz, sanki iş merkezleri içerisinde bulunan mescidler gibi düşünürken tabelasından işin hakikatini öğreniyoruz. Avlu giriş kapısının sağında bulunan tabelada ise cami hakkında bilgilere ulaşmak mümkün: “Şeyh Mehmed Geylani Mescidi ve Bursa Mescidi olarak da bilinen cami, İstanbul’un fethine katılan Şeyh Mehmet Geylani ve Ali Geylani Hazretleri tarafından fethin ilk yıllarında yaptırılmıştır. Cami, Fatih Sultan Mehmed’in Şeyh Mehmed Geylani Hazretlerine mülk olarak verdiği alan içine inşa edilmiştir. Zamanla harap olan cami, 1830 yılında ilk inşa halinden eser kalmayacak şekilde Sultan II. Mahmud tarafından yeniden yaptırılmıştır. Klasik camilerden çok farklı olarak köşkü andıran bir mimarisi vardır. Yüksek pencereleri bulunan caminin minaresi yoktur. Alt katındaki geniş pencereli bölümde ilk baniler Şeyh Mehmed Geylani ve Ali Geylani hazretlerinin kabirleri bulunmaktadır. Cami cemaati tarafından sonraki yıllarda çeşitli tamiratlar yaptırılmıştır.” Avlu kapısının üzerinde koyu yeşil bir zemin üzerinde 6 satır, 4 sütun talik hatla yazılmış kitabe yer alıyor. Şair Rasih’in metni, Yeserizade Mustafa İzzet Efendi tarafından talik hatla yazılmış. Cami avlusu olarak adlandırabileceğimiz kapıdan girdiğimizde sağda camekanlı, duvarları çinilerle kaplı bölümde iki sandukada fethin manevi sultanları, bahçekapı kumandanları medfundur.