ŞEKERCİ HAN – FATİH KERVANSARAYI

Abdestimizi tazeledikten sonra Fatih Camisi -Müftülük binasının olduğu- Börekçi Kapısından Fatih Caddesine çıkıyoruz. Karşımıza tam köşede sebil ve bitişiğinde çeşme çıkıyor. Araştırmalarımızda sebilin II. Mahmut Han Sebili ve Çeşmesi olduğunu öğreniyoruz. Alicenab Kadın Sebili olarak da biliniyor. Sebil, 1746’da I. Mahmut Han’ın eşi Ayşe Başkadın tarafından yaptırılmış, ancak zamanla harap olunca, 1830’da II. Mahmut tarafından yeniden yaptırılmıştır. Sebili sağımıza alarak Fevzipaşa Caddesine doğru iniyoruz. Sokak Fevzipaşa Caddesine merdivenlerle bağlanıyor. Sebil’in yanındaki tarihi mekanda Vakıflar Satış Mağazası bulunuyor. Onun da yanında Efdalzade Camii yer alıyor. Küçük bir avlusu olan mescidin tabelasında; “Efdalzade Medresesi (mescidi) II. Mehmed ve II. Beyazıt ulemasından Efdalzade Hamiduddin efendinin şeyhülislam olduğu yıllarda yapılmıştır.” yazısını okuyoruz. Yazıdan anladığımıza göre müştemilatındaki  tarihi bina ile (altı dükkan üstte 2 kat) birlikte burası bir medrese idi. Cami açıktı. Oldukça küçük bir mescid. Camiyi fotoğrafladıktan sonra aşağı doğru devam ediyoruz. Caddeye çıkmadan soldaki dar sokağa Malta Çarşısı Sokağına giriyoruz. Bu sokakta esnaf olarak demirciler hakim. Araştırmalarımızda bu dükkanlara Şekerci Han dendiğini, normalde dükkan üzerinde tek kat olduğunu, ikinci katın daha sonra atıldığını öğreniyoruz. 2011 yılında restorasyon kararı alınmış ancak henüz sonuçlanmamış. 17. yüzyılda yapıldığı kanaati güçlüdür. (Aşağıda ayrıntılı bilgi ve linkte tıkladığınızda fotoğrafları bulabilirsiniz)

Şekerci Hanı, Fatih’te günümüzdeki adıyla İslambol Caddesi ile Malta Çarşısı Sokağı’nın kesiştiği köşede bulunmaktadır. Yapılan araştırmalarda Han’ın güneyinde bulunan ve günümüzde İslambol Caddesi olarak kullanılan güzergâhın, Ayverdi Haritası, Alman Mavileri ve Pervititch Haritası’nda ‘’Süpürgeciler Sokak-Sokağı- Caddesi’’ olarak yazıldığı görülmektedir.

Hanların, İstanbul şehir ve ticaret hayatında önemli bir yeri olmuştur. İstanbul’da 15.yy’a tarihlenen hanlar olsa da sayıları azdır. Ancak, ticaretin canlandığı 17. yy’dan itibaren hanların sayılarında bir artış ve planlarında gelişme görülmüştür. 17. yy’dan sonra han planlarının gelişen şehir ve hayat tarzına göre düzenlenmeleri ve şehir dokusuna uymak zorunluluğu, ortaya daha değişik ve olgun eserler çıkarmıştır. O döneme kadar 2 katlı olan hanlar 3 kata yükselmiş, avlu sayısı çoğalmış, ahırlar önemini yitirmeye başlamış, bazıları sadece ticari bir kimlikle bugünkü iş hanlarına benzer bir yapıda düzenlenmiş, bazıları ise tamamen deposuz ve ahırsız misafirhane şeklinde düzenlenmiştir.

Şekerci Hanı bu gelişimin devam ettiği bir dönemde inşa edilmiştir. Konumu itibariyle Hanlar Bölgesi olarak adlandırılan Beyazıd-Eminönü-Çemberlitaş üçgeninin dışında kalmaktadır. Hanların bir kısmı içinde yapılan işle anılırlar. Yelkenci Han, Sabuncu Han, Yağcı Han, Kürkçü Han bunlara örnek verilebilir. Ancak, sınıflandırmada tek avlulu ticaret hanları grubuna dahil edilen Şekerci Han’la ilgili olarak elimizde adının kaynağı, içinde ne tür ticari faaliyet yapıldığı konusunda herhangi bir bilgi yoktur.

Yapılan araştırmalarda Şekerci Hanı’nın inşa tarihi ile ilgili herhangi bir veriye ulaşılamamıştır. Yapı üzerinde kitabe bulunmadığı ve kaynaklardan bilgi edinilemediği için yaptıranı ve mimarı da bilinmemektedir. Halk arasında Fatih Camisi ile aynı tarihte yapılmış olduğu söylense de mimari özellikleri göz önüne alındığında 17. yy sonlarına tarihlenebilir. Ayrıca, E. Hakkı Ayverdi Fatih Devri Eserleri katalogunda bu yapıya yer vermemesinin açıklamasını yaparken; Hanın 15. yy özelliklerine sahip olmadığını, bir 17. yy yapısı olduğunu belirtmektedir. 1180 m2 alan üzerine inşa edilmiş olan han yapısı kabaca bir dörtgen oluşturmaktadır. Özgün planında bina yarım bodrum kat, zemin kat ve 1. kattan oluşmaktadır. Daha sonra ki dönemlerde Hana 2.kat ve avlusuna bugünkü küçük yapı eklenmiştir. Şekerci Han’ın yapı malzemesi taş ve tuğladır. Cephelerde ve avluda 2 sıra tuğla 1 sıra taş olmak üzere almaşık duvar tekniği görülmektedir. Ara duvarlar moloz taştır. Cephelerde köşelerde kenet olarak ve ana giriş kapısında kesme taş kullanılmıştır. Revak kemerlerini taşıyan ayaklar da zemin ve 1.katta taştır. 2.kat ayakları tuğladır. Pencere söveleri ve 1.katta zemin kaplaması taştır. 2.katta pencere söveleri küfeki taşı olup revak zemin kaplamasının bir kısmı taştır. Tuğla, cephede ve pencere hafifletme kemerlerinde kullanılmıştır. 2.kat tuğladan inşa edilmiştir. Tonozlar ve revak kemerleri de tuğladan yapılmıştır.

Kaynak: Renova Restorasyon (E.T.:13.8.2023)