HÜRREM SULTAN TÜRBESİ

Süleymaniye Camii Haziresinde çok sayıda kabir bulunmaktadır. Ayrıca iki türbe yer alır: Biri Kanuni Sultan Süleyman Han adına, diğeri ise Hürrem Sultan için yapılmıştır. Hürrem Sultan Türbesi’nde Şehzade Mehmed ve Hanım Sultan’ın sandukaları bulunmaktadır. Türbe, Kanuni’nin türbesine kıyasla oldukça sadedir. Kubbe kısmındaki pencerelere kadar olan duvarlar çinilerle bezenmiştir; sonrasında herhangi bir süsleme yer almaz.

Açık alanda hazirede, geçmişten günümüze birçok zevatın kabri bulunmaktadır. Özenle işlenmiş, sanat değeri yüksek ve oldukça farklı mezar taşları özel olarak incelemeye değerdir.

Hürrem Sultan’ın hayatı, türbesi önünde bulunan panoda Türkçe ve İngilizce olarak anlatılmaktadır: “Bugünkü Ukrayna sınırları içinde kalan Rogatin (Rohatyn) bölgesinde yaşayan bir rahibin kızı olup, asıl adı Alexandra Lisowska’dır. Batı kaynaklarında yaygın olarak Roxelane adıyla yer alır…” Özetle, kendisine “sevinçli, gönül açıcı, şen” anlamlarına gelen Hürrem adı verilmiştir. Çocukları Mehmed, Mihrimah, Abdullah, Selim, Bayezid ve Cihangir’dir… Ardında çok sayıda büyük hayır eseri bırakmıştır. En önemlisi Haseki Külliyesi’dir.

Hürrem Sultan 26 Cemâziyelâhir 965’te (15 Nisan 1558) vefat edince türbe, Mimar Sinan’a yaptırılmıştır. Sundurmalı girişiyle sekizgen planlıdır. Kubbe altında silindirik dönüş yapan kasnak üzerinde celî sülüs ayet yer alır. Kapı ve pencere kanatları kündekâri tekniğiyle işlenmiş olup, ağaç işçiliğinin en nefis örneklerindendir.

Hürrem Sultan
Bugünkü Ukrayna sınırları içinde kalan Rogatin (Rohatyn) bölgesinde yaşayan bir rahibin kızı olup, asıl adı Alexandra Lisowska’dır. Batı kaynaklarında yaygın olarak Roxelane adıyla yer alır.
Kırım Tatarları tarafından Kanuni Sultan Süleyman’ın sarayına gönderildi. Harem’e girdiği zaman geleneklere uygun olarak kendisine yeni bir isim verilirken, yüzünde daima bir gülümseme havası olduğu için “sevinçli, gönül açıcı, şen” manalarına gelen Hürrem adı seçildi. Sarayda iyi bir eğitim ve terbiye aldı. Bedenen çok güzel olmasa da parıldayan gülüşü, sağlam iradesi, müzik yeteneği, zekası ve zarifliği ile kısa zamanda Sultan Süleyman’ın gözlünü kazanmayı ve Harem’de ön plana çıkmayı başardı.
İlk çocuğu Mehmed’i dünyaya getirdikten sonra cariyelikten haseki sultanlığına terfi etti. Ardından sırasıyla Mihrimah, Abdullah, Selim, Bâyezid ve Cihangir’i dünyaya getirdi.
Kanuni’nin annesi Hafsa Sultan’ın 1534’te vefatından sonra, en büyük rakibi Şehzade Mustafa’nın annesi Mahidevran Sultan’ı saraydan uzaklaştırarak Harem’in tek hakimi oldu. Bundan sonraki hayatını oğullarından birinin, Sultan Süleyman’ın ardından Osmanlı tahtına geçmesini sağlamaya adadı. Ancak onlardan birinin tahta geçtiğini göremeden, 26 Cemaziyelahir 965’te (15 Nisan 1558) yakalandığı sıtma veya kulunç hastalığından vefat etti. Cenaze namazı Şeyhülislam Ebussuud Efendi tarafından kıldırıldı ve Süleymaniye Camii haziresine defnedildi.
Sultan Süleyman ile Hürrem Sultan birbirlerine büyük bir sevgi ile bağlıydı. Kanuni, şiirlerinde eşine olan aşkını içten ve samimi bir şekilde dile getirmiş; kendisine “Benim İstanbul’um, benim Karaman’ım, benim Bağdat’ım, benim Horosan’ım” şeklinde hitap ederek, onun ülkeler kadar değerli olduğunu ifade etmişti.
Hürrem Sultan, ardında büyük hayır eserleri bırakmıştır. Bunlardan …..”
Hürrem Sultan Türbesi
Hürrem Sultan’ın mezarı üzerine eşi Kanuni Sultan Süleyman tarafından Mimar Sinan’a büyük bir türbe yaptırılmıştır. Sundurmalı girişiyle