FRANSIZ HAPİSHANESİ
Sahil yoluna doğru ilerlediğimizde Küçük Ayasofya Caminin sıfır noktasında eski banliyö hattı bulunuyor. Hattın altından geçitten karşıya geçtiğimizde kendimizi Fransız Hapishanesinde buluyoruz. Fransız Hapishanesinin olduğu bina halen Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü binası olarak kullanılıyor. Tam karşısında restore edilmeyi bekleyen 3 katlı bir yapı daha bulunuyor. Alan oldukça geniş, etrafı surlarla çevrili. Google Earth dan baktığımız kadarıyla bina u şeklinde iç avlu etrafını çevrelemiş. Açık olan kısmı sahile bakıyor. Önü sur duvarıyla çevrili olarak tabi ki. Hapishanenin kemerli kapıdan çıktığımızda karşınıza sahil yolu ve Marmara denizi çıkıyor. Dışarı çıkmadan sırtımızı sahile dönüp baktığımızda Küçük Ayasofya Camii, uzaktan Sultan Ahmet Camii ve Kılıçhane (Sultan Ahmet MTA Lisesi) üçlü kompozisyonu güzel bir kare oluşturuyor. Kemerli kapıdan çıktığımızda solumuzda Prizma Tabelada Fransız Hapishanesi hakkında malumat verilmiş: “Osmanlı Devleti’nde 1535 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından Fransızlara verilen ve daha sonraki yüzyıllarda genişletilen imtiyazlarla Fransızların Osmanlı topraklarında kendi ülkesinin kanunlarını uygulamasına müsaade edilmiştir. Suç işleyen Fransızların mahkumiyetlerini geçirmeleri için Eminönü Kadırga semtinde 20 odası, yemek salonu, mutfağı, hamamı, banyosu ve mahkumların dolaşabilmesi amacıyla iç avlusu olan bir hapishane yaptırılmıştır. İnşaat tarihi tam olarak bilinmemekle beraber 1850 – 1900 yılları arasında inşa edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. 1914 yılında Osmanlı Devleti, kapitülasyonları kaldırdıktan sonra yabancılara ait bu tür binalarla beraber buraya da el koymuştur. El konulduktan sonra uzunca bir süre Valilik Ahırı olarak kullanılmıştır.” Dış cepheden surlar daha bariz gözüküyor.