CEDİD MEHMED EFENDİ MEDRESESİ – İstanbul Sanatları Çarşısı

Müzeden çıkıp Kabasakal Caddesine tekrar geliyoruz. Halı Müzesi yön tabelasını görüyoruz. Ancak müzeye bir başka zaman gitmek üzere Cedid Mehmed Efendi Medresesini görüyoruz. Yapı, 18.yüzyılda yapılmış, halen İstanbul Sanatları Çarşısı olarak hizmet veriyor. “1987 yılında restore edilen Cedid Mehmed Efendi Medresesi klasik üslupta medrese özelliği bozulmadan gelenekli el sanatlarının tanıtıldığı bir çarşıya dönüştürülmüştür. Medrese ve banisi hakkında yeterli bilgi mevcut değildir. Medresenin inşa tekniği 18. Yüzyılda yapıldığı izlenimini vermektedir. Avlulu medrese planında yapılmış olan bu yapının ön kısmında gelir getirmek amacını taşıyan 7 adet dükkan mevcuttur. Avluyu saran kemerli revağı üç taraftan 9 adet sütun taşır ve revağın arkasında 12 adet medrese hücresi yer alır. Eski kayıtlardan tedrisat-ı tâliyye (ortaöğretim) kurumu statüsünde olduğu anlaşılan medrese 16 Mart 1924 tarihinde Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile kapatılmış ve böylece medresenin mülkiyeti Vakıflar İdaresi’ne geçmiştir. Uzun yıllar boş kaldıktan sonra medrese odaları Vakıflar tarafından kiraya verilmiştir. Zaman içinde evsiz barksızların kaldığı bir harabe haline gelmiştir. 1987 yılında restore edilmiştir. İstanbul Sanatları Çarşısı bünyesinde hat, tezhip, ebru, çini, kat’ı, kumaş boyama, kitre bebek, porselen boyama ve el işlemeleri sanatkarları hali hazırda eserler üretmektedir. Sanatkârlarımız tarafından üretilen eserler medresenin ön cephesinde yer alan, içten birbirine bağlı, iki dükkânda satışa sunulmaktadır. Sanatseverlerin çarşımızı gezdikten sonra dinlenebilmeleri ve şehrin kaotik atmosferinden sıyrılıp huzurlu vakit geçirebilmeleri için İstanbul Kahvehanesi, yine ön cephede bulunan iki dükkânda ve medresenin iç avlusunda hizmet vermektedir.” (Kaynak: https://www.turing.org.tr/istanbul-sanatlari-carsisi/ E.T: 3.9.2022)  Medrese içerisinde yan yana sıralanmış, 3 ayna ve 3 musluk bulunuyor. Avluda dersliklerin önünde ve caddeye bakan kemerlerin altında masa ve sandalyeler bulunuyordu. Bizim gezdiğimiz saatte kimseler yoktu. Avlunun tam ortasında bir de kuyu bulunmakta.