ÜÇ MİHRAPLI CAMİİ

Ragıp Gümüşpala Caddesinden tekrar içteki sokaklara girerek gezimize devam ediyoruz. Pazar Çeşmesi Sokaktan ilerlediğimizde karşı da Üç Mihraplı Camiyi görüyoruz. Caminin önünden geçen Yoğurtçu Nuri Sokağı Ragıp Gümüşpala Caddesinde sona eriyor. Aklımıza neden üç mihraplı demişler diye geliyor. Üç tane mihrabı varmış dediğinizi duyar gibi oluyorum. Bakalım hikayesi nasılmış. Caminin duvarında bulunan kitabede şöyle yazıyor: “Fatih devri (1453-1481) camilerindendir. “Hoca Hayrettin Camii” ve “Kazancılar Mescidi” gibi isimlerle de anılmakta ise de, içerisinde bulunan üç mihrap sebebiyle bugün daha çok “Üç Mihraplı Camii” olarak bilinmektedir. Üç Mihraplı Camii, 1469 yılında Fatih Sultan Mehmed’in hocalarından Hoca Hayrettin Efendi (Ö.1475) tarafından yaptırılmıştır. Cami, önce küçük bir mescid olarak yapılmış, daha sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından yandan genişletilerek ikinci bir mihrap ilave ettiği kısma bitişik olan evini bir mihrap ilavesiyle camiye katmış, böylece üç mihraba sahip olan mabed “Üç Mihraplı Camii” adıyla anılmaya başlanmıştır. Bani Hoca Hayrettin Efendi ile üçüncü mihrabı ilave eden gelininin kabirleri caminin ön tarafında bulunmaktadır.”

Caminin ilk ilavesi zamanla yıkılmış, II. Abdülhamid döneminde yeniden inşa edilmiş ve çatılı hale getirilmiştir. Minare, 1956 yılında meydana gelen depremde yıkılmış ve yeniden inşa edilmiştir.

28 Ekim 2025 Salı günü bölgeyi gezerken camiyi açık görür görmez hemen içeri girdim. Gerçekten kıble yönünde üç adet mihrap bulunmaktaydı. Mihraplar 19. yüzyılda moda olan barok stili ile işlenmiş. Ortama güzel bir görünüm katmış. Güzel bir camii