SÜMBÜL EFENDİ CAMİİ

SÜMBÜL EFENDİ CAMİİ
Koca Mustafa Paşa Külliyesi
İnşa Tarihi:
Banisi:
Adres: Sümbül Efendi Mahallesi
Koca Mustafapaşa Medresesi Sokak
No: 20 Fatih / İstanbul
Yeniden Tamir / İnşa Tarihi:
Kiliseden camiye çevrilme tarihi:
H.891 / M 1486
Kitabesi (Osmanlıca Türkçesi):
Şair Ziver Paşa’nın Düşürdüğü Tarih
3 bölümde, her bir bölüm 2 sütun – 10 satır

1 Zihî kutb-ı zamân Abdülmecîd Hân ibni Mahmûd Han
Eder devrânda feyz-i hû ile ikbâlini aʻlâ

2 Sezâ bîat iderse dest-i iclâlin tutup şâhân
Kerâmetle olur bak şevket ü şân-ı cihân-ârâ

3 Edip kabr-i cenâb-ı Sünbül’e hürmet o şâhenşâh
Yapıp bu hânkâhı kıldı sünbül-zâr-ı bî-hem-tâ

4 Bu dergeh Bâyezid Hân-ı Velî asrında yapıldı
Cemâl-i Halvetîye oldu akdem mesken ü me’vâ

5 Olunca hacca âzim Mısırdan celb etti dâmâdın
Azîzim Yûsuf-ı Sünbül Sinândır mürşid-i aʻlâ

6 Olup pîr-i tarîkat nice dem irşâd edip nâsı
Vefâtında makâmın eyledi Merkez Efendi câ

7 O da devrânını tekmîlde Yaʻkûb Efendi’dir
Bu câyı eyleyen Yûsuf gibi zîb-âver maʻnâ

8 Sinân Efendi kim bu hânkâha şeyh oldukda
Anı Sultan Süleymân eyledi Şeyhü’l-harem vâlâ

9 Hasan nâmında bir zâta reşâdet el virüb âhir
Gubâr-ı makdemi oldu nice dem kühl-i nûr-efzâ

10 Alâeddîn Kerâmeddîn ve Adlî nâm mürşidler
Meşihatle bu yerde kıldı üçler gibi istiʻlâ

11 Gelince Şeyh Eyyûbî Muhammed nâm bir âgâh
Sülûk erbâbına gösterdi seyr-i âlem-i bâlâ

12 Cenâb-ı kutb-ı Nûreddîn Efendi bin Alâeddîn
Olup altmış dokuz yıl bu mahalde şeyh-i müstesnâ

13 Vefâtında gelip necl-i kerîmi Şeyh Kutbeddîn
Reşâdetle füyûz-ı zikri kıldı maʻnîde icrâ

14 Bu câda sonra Hâşim ibni Hâşim ibni Hâşimdir
İden vefk-ı müselles-veş meşîhat nüshasın imlâ

15 Olunca Şeyh Yıldız nûr-bahşâ câ-yı irşâda
Bu sünbül-zâra ziynet verdi yıldız çiçeği-âsâ

16 Şehinşâh-ı cihânın sâyesinde Şeyh Râzîdir
Olan bu dergeh-i feyz-intimâda câ-nişîn hâlâ

17 Bu dergâhı o hâkân-ı zamân âbâd edip kıldı
Gelen bunca zevât-ı evliyâ ervâhını ihyâ

18 Bu câya şeyh olan bunca zevât ervâhını yâ Rab
Muʻîn kıl şâh-ı devrâna be-câh-ı hâlet-i esmâ

19 Dü târîh-i mücevher söyle Zîver beyt-i vâhidde
Verilsin zâhir ü bâtında nazma şöhret-i maʻnâ
20 “Gül-i gülşen-serây-ı saltanat Abdülmecîd Hân’dır
Kılan bu hânkâh-ı Sünbülü zîbende vü ihyâ”
H. 1264 / M. 1847-48
1 İşte zamanın kutbu, Mahmut Han oğlu Abdülmecit Han.
Allah’ın feyziyle devranda ikbalini yüceltir.

2 Şahlar şerefli elini tutup ona biat ederlerse yaraşır.

3 Bak, kerametle cihanın süsünün şan ve şevketi olur.
O şahlar şahı, Sünbül Efendi’nin kabrine hürmet edip bu
hankahı yaptırarak eşsiz bir sümbül bahçesi kıldı.

4 Bu dergâh, Sultan 2. Beyazıt devrinde yapıldı.
İlk önce Cemal-i Halveti’ye mesken ve makam oldu.

5 Hacca gidince damadı büyük mürşit azizim
Yusuf-ı Sünbül Sinan’ı getirtti.

6 Tarikatin piri olup nice zaman insanları irşat ederek
vefatından sonra makamını Merkez Efendi tuttu.

7 O da zamanını geçirdikten sonra bu makamı
Yusuf gibi güzel manada Yakup Efendi aldı.

8 Sinan Efendi bu hankaha şeyh olduğunda
Sultan Süleyman onu yüce “şeyhü’l-harem” eyledi.

9 Sonra Hasan adında birine mürşitlik el verip
ayağının toprağı çok zaman nur saçıcı bir sürme oldu.

10 Alaattin, Keramettin ve Adlî adındaki mürşitler
burada şeyh olarak üçler gibi kaldılar.

11 Şeyh Eyyubi Muhammet adında bir gönlü fikri
açık kimse gelince dervişlere yüce âlemleri seyrettirdi.

12 Alaattin oğlu Nurettin Efendi, altmış dokuz yıl
burada müstesna bir şeyh old.

13 Vefatından sonra güzel soyundan Şeyh Kutbettin
gelip manada zikir feyizlerini mürşitlik ederek icra kıldı.

14 Bu makamdan sonra Haşim oğlu Haşim oğlu Haşim,
şeyhlik sayfasını cevşen gibi yazdı.

15 Şeyh Yıldız, irşat makamına nur verince bu sünbül
bahçesine yıldız çiçeği gibi güzellik verdi.

16 Halen bu feyiz veren dergâhın postunda cihanın
şahlar şahının sayesinde oturan Şeyh Razi’dir.

17 Gelen bunca evliya ruhlarını zamanın sultanı bu
dergâhı abad ederek ihya kıldı.

18 Ya Rab, bu makama şeyh olan bunca zatın ruhlarını
isimleri hürmetine zamanın sultanına yardımcı kıl.

19 Ey Ziver, bir beyitte iki mücevher tarih söyle ki
zahirde ve bâtında şiire mana şöhreti verilsin.

20 “Bu Sünbül Hankahı’nı güzelleştirip ihya eden,
saltanat bahçesinin gülü Abdülmecit Han’dır.”

Kaynak: Kitabelerin Kitabı Fatih E.T: 20.11.2024)
Avlu Kapıları Üzerindeki Kitabeler
I. Avlu Kapısı Üzerindeki Kitabe

1 Kerâmet-pîşe dervîşân-nevâz u dâd-endişe
Şehinşâh-ı cihân-bân-ı zamân Abdülmecîd Hândır

2 Yapıp bu hankâh-ı evliyâyı aldı himmetler
Muîni ol şehin Gavs ile aktâb ü imâmândır

3 Bu târîh-i güher-fer fâl-i hayr olsun ebed Zîver
“Bu raʻnâ hânkâh elʻân binâ-yı Şâh-ı devrândır”
H. 1261 / M. 1845
1 Kerametli, dervişleri seven, adaletli, cihanın
şahlarının şahı Abdülmecit Han’dır. Bu evliya
hankahını yapıp himmetler aldı.

2 O padişahın yardımcısı Gavs, aktab ve imamlardır.
Ey Ziver, bu mücevher tarih hep hayra çıksın.

3 “Bu güzel hankah, şimdi zamanın padişahının binasıdır.”
Bunu yazan, Yesarizade Mustafa İzzet’tir.
Allah’ın rahmeti üzerine olsun

Kaynak: Kitabelerin Kitabı Fatih E.T: 20.11.2024)
II. Avlu Kapısı Üzerindeki Kitabe

1 Bâni-i bünyân-ı kerem şâh-ı cihân-bânın Hudâ
Kılsın zamân-ı haşre dek mülkün cihân-ârâ binâ

2 Akdem dil-i âşık gibi yanmış idi bu hânkâh
Yaptırdı lutf etdi o şeh kıldı bu dem vâlâ binâ

3 Bâ-feyz-i merdân-ı Hudâ Zîver dedi târîhini
“Abdülmecîd Hân eyledi bu dergehi aʻlâ binâ”
H. 1264 / M. 1847-48
1 Allah, cihan sultanlarının şahı, cömertlik
yapısının banisinin mülkünü haşre dek
cihanı süsleyen bir bina kılsın.

2 Evvelce bu hankah âşığın gönlü gibi yanmıştı. O şah,
lutf edip görkemli bir biçimde yaptırdı.

3 Allah’ın mert kullarının feyziyle Ziver, tarihini
“Bu dergâhı Abdülmecit Han böyle yüce yaptırdı”
diye söyledi.

Kaynak: Kitabelerin Kitabı Fatih E.T: 20.11.2024)

Nuh Efendi Medresesi Haziresinin hemen bitiminde Koca Mustafa Paşa Külliyesi başlıyor. Avludan içeri girmeden sağda Fatih Belediyesi hanımlar için mescid yaptırmış. Külliye daha çok Sümbül Efendi Cami olarak biliniyor. Giriş B kapısında Sümbül Efendi Cami yazısı bulunan kemerli avludan içeri giriyoruz. Camiye daha önce arkadaşlarla birlikte gelmiştik. Cuma günü olduğundan kalabalıktı. Bugün sakin rahatça ziyaret ediyoruz. B kapısı girişte halen Kuran Kursu olarak kullanılan Koca Mustafa Paşa Medresesi bulunuyor. Cami avlusunda üstü açık mezarlıklar, çeşmeler, kuşların su içmesi için yapılmış yapılar, şadırvan ve atölyeler yer alıyor. Avluda bulunan sütun şeklideki çeşme dikkat çekici. Araştırdığımızda bu çeşmenin Hacı Beşir Ağa Çeşmesi olduğunu öğreniyoruz. 1150 tarihinde Hacı Beşir ağa tarafından yaptırılmıştır. Kategorik olarak sütun çeşme kategorisinde bulunuyor. Üzerinde 6 satırlık bir kitabe yer almaktadır. Kitabe Şair Yahya tarafından yazılmıştır. Ayna kısmında dalgalı keşkemer motifi içinde bir çiçek motifi yer almıştır. Teknesi bulunmaktadır. Avluda etrafı çevrili Sıdıka Hatun Kabri dikkatimizi çekiyor. Tabelasında: “Müslüman olduktan sonra Sıdıka Hatun (sarı Sıdıka) ismini almış Bizans imparatoru Konstantin’in kızı Katerina’nın burada medfun olduğu rivayet edildiği” yazmaktadır. Yine avluda etrafı korkulukla çevrilmiş Çifte Sultanlar Türbesi’nin görüyoruz. Korkuluklar üzerinde: “Peygamber Efendimiz (SAV)’in torunu Hz. Hüseyin (r.a)’ın kızları, Hz. Fatıma ve Hz. Sakine’nin burada bulundukları rivayet edilmiştir. Sümbül Efendi Hazretleri yerlerini belli etmiş ve padişah 2. Mahmut gördüğü rüya üzerine etrafını ve üstünü zarif bir parmaklıkla çevirtmiştir.1227-1813” yazısını okuyoruz. Kapalı mekân türbelerde sandukaların bulunduğu yerlerde Sümbül Efendi, Safiye Sultan vs zatlar medfundur. Kapalı olduğu için içeri giremedik, içerisini camdan fotoğraflayabildik. 19 Kasım 2024 tarihinde bölgeye yaptığımız gezide Sümbül Efendi Türbesi açıktı. İçerisini fotoğraflama imkanı bulduk. Türbe girişinde Kültür Bakanlığı tabelasından bilgileri okuyoruz: “Asıl adı Yusuf Sina olan Sümbül Efendi 1452? yılında Merzifon’da doğdu. Sümbül lakabı kendisine şeyhi Cemal-i Halveti tarafından verilmiştir… (devamı için bakınız)” Türbede üç sanduka vardı. Girişte sağda Hattat Ömer Efendi kabri, arka kısmında kubbeli estetik bölümde Serasker Mehmet Rıza Paşa ve diğer odada tek başına daha büyük ebatta bir sandukası ile Sümbül Sinan Efendi. Kabrin bir köşesinde hat yazan hocamız dikkatimi çekti. Hangi hat üstadından ders aldığı gibi konular konuştuk. Erol hocamızdan ders almış, Alaylı olduğunu söyledi. Ayrıca girişte Hattat Ömer Efendi kabrinin yanında bulunan kuyu üzeri estetik mermer bir kapakla kapatılmış. Kapağın üzerinde “Allahümme Salli ve Selim ….” yazıyordu.

Caminin iç kısımlarını ziyaret etmeden avluyu geziyorum. Hızlıca A kapısından dışarı çıkıyorum. Tarihi binası olan Koca Mustafa Paşa İlkokulunu fotoğrafladıktan sonra tekrar avludan içeri giriyoruz. Caminin A kapısında Kocamustafapaşa Sümbül Efendi Camii tabelası altında ikinci bir tabelada / kitabede caminin tarihçesini anlatan uzunca metin yer almış. Metinde: “II. Bayezid devri sadrazamlarından ve Ni’me’l-ceyşten Koca Mustafa Paşa tarafından eski bir Bizans yapısı olan Ayios Andreas Manastırının Kilisesinden H.891 / M 1486’da padişah, devlet ricali ve yabancıların katıldığı büyük bir törenle camiye çevrilmiştir. Vakfiyesine göre camii; imaret, medrese, hankah ve mektepten oluşan külliyenin merkezinde yer alır. Gelir sağlamak için ayrıca bir çifte hamam yapılmıştır. Koca Mustafa Paşa Camii, Sünbül Sinan Efendi’nin ismiyle şöhret  bulmuştur. Bizans dönemi manastırlarından bugün yalnızca, camiye dönüştürülen  kilise binası kalmıştır. Batı-doğu istikametinde uzanan kilisenin batıdaki  girişi  kapatılmış, kuzey  yönüne son cemaat yeri eklenerek  girişler buraya alınmıştır. Türk üslubunda yapılan ana kubbe, kuzey-güney yönünde iki yarım kubbe ilavesi, duvarların ikinci bir taş duvarla kaplanması ve çeşitli değişikliklerle kilise binası, içten ve dıştan Türk mimarisine uygun bir kılıf içerisine alınmış ve cemaatle namaz kılmaya elverişli hale getirilmiştir. 17. yüzyılda Defterdar Ekmekçizâde Ahmed Paşa, batı tarafına büyük bir ilave kanat yaptırmış ve minare ortada kalmıştır. Bu bölüm zamanla ortadan kalkmıştır. Cami ve bazı binalar 1766  depreminden sonra  tamirat geçirmiş,  1834’te II. Mahmud ve  1847’de Sultan  Abdulmecid tarafından tamir ettirilmiş, ayrıca 1950’li ve 1980’li yıllarda da restorasyon görmüştür. Şehrin önemli dini merkezlerinden biri olan caminin  avlusunda Sünbül Efendi, Serasker Rıza Paşa, Şeyh  Nureddin Efendi, Safiye Hatun Daye Hatun’a ait  türbeler ile Hz. Hüseyin’in kızlarına ait olduğu rivayet edilen Çifte Sultanların açık türbesi, şadırvan, sebiller, çeşmeler, muvakkithane ve türbedar dairesi bulunmaktadır. Avlunun etrafında bir çok meşhur zatın kabirlerinin bulunduğu önemli bir hazire teşekkül etmiştir. Bir rivayete göre minare şerefelerinde kandil yakılması  adeti ilk defa bu camide başlamıştır. Fatih Müftülüğü Ekim 2000”  Cami kiliseden dönme, güzel bir camii. Renk olarak beyaza ek olarak fıstık yeşili, satı tonla r kullanılmış. Sütunlar dalgalı yeşil mermerlerden yapılmış. Mihrabı yeşilin ve kahverenginin tonlarının kullanıldığı, kalın perde dekoru ile süslenmiş. Değişik. Sultan Abdulmecid döneminde 1847 yılında restore edilen camii maalesef bir önceki mimari stilinde değil, o dönemin modası barok stili kullanılmıştır. Neden camiye çevrildikten sonraki mimari veya dekor kullanılmamış anlamak mümkün değil. (Aynı durumu Bursa’da 1854 yılında gerçekleşen büyük depremden sonra yeniden ayağa kaldırılan camilerin stilinde de görmek mümkündür. Sultan Abdulaziz döneminde Osmanlı ilk dönem eserlerini restore ederken döneminin barok stili kullanılmış. Ulu Camide her sütundaki barok motifler camiyi adeta boğmuş). A kapısından giriş yapıldığında sol tarafta Cami kenarında Safiye Sultan Türbesi yer alıyor. Türbe revaklı, sekizgen planlı ve kubbelidir. Klasik Osmanlı mimarisi ile kesme taştan yapılmıştır. Her bir cephesinde altlı üstlü iki pencere bulunmaktadır. Türbe kapalı olduğundan içerisini göremedik. Öğlen namazını eda ettikten sonra, İlkokul yönünde dönüşümüze devam ediyoruz. Çıkışın hemen sağındaki küçük bina Sümbül Efendi Camii Aile Akademisi olarak kullanılıyor. Bina üzerindeki duvarda program ayrıntısının yer aldığı panoyu görüyoruz. Gayretli mü’minlerin olması bizleri sevindiriyor. Okulun önünden devam ediyoruz. Apartmanların arasından bir yeşillik gözümüze çarpıyor. Ortasında havuzu, piknik masaları, bankları bulunan Koca Mustafapaşa Parkını insan yoğunluğundan dolayı fotoğraflamakta zorlanıyoruz. (Ayrıntılı Bilgi İçin İslam Ansiklopedisi KOCA MUSTAFA PAŞA KÜLLİYESİ maddesi (E.T:9.11.2021)

19 Kasım 2024 tarihinde bölgeye yaptığımız gezide öğlen namazını Sümbül Efendi Camiinde kıldık. Namaz öncesi hocamız vaaz veriyordu. Kameralar kayıtta idi. Ve camide bulunan led televizyonlardan veriliyordu. Profesyonelce bir uygulama. Sümbül Efendi hareketli. Avludaki bir afişten Türkiye’nin tanınmış alim yazarları her pazar sabah namazına müteakiben ihya sohbetleri üst balığında “Erdemli toplum için Müslüman Şahsiyetin inşaası” sloganıyla sohbet verildiğini öğreniyoruz (Ahmet Kavak, İhsan Şenocak, Ramazan Kayan, Hasan Basri Balcı, Yasin Pişgin, Safi Arpaguş, Murat Alkan, Fatih Kurt, Abdulaziz Kıranşal, Halil İbrahim Kutluay). Emeği geçen kardeşlerimizden Allah razı olsun. Avluda Sümbül Efendi Türbesi açıktı onu fotoğrafladık. Yine halen Kuran Kursu olarak kullanılan Koca Mustafapaşa Medresesini fotoğraflayarak ilgili bölümlere ekledik.

İlgilisine: Koca Mustafa Paşa Külliyesi ve Restorasyon Çalışmaları (2015-2019)