MOLLA AŞKİ CAMİİ

Mumhane Caddesinin sonuna kadar devam ediyoruz. Sola doğru baktığımızda Minaresi onarımda olan küçük bir camii gördük. Caminin hemen yanında büyük bir bahçesi olan Molla Aşki Teras Cafe vardı. Haliç manzaralı kafe gezdiğimiz saatlerde sakindi. Kapısında “müşteri olmayanlar giremez” ibaresini görmek bize çok itici geldi. Bizde bahçe içerisinde ilerlemedik. İşletme sahibi kişilerin gönüllerinin ne kadar da dar olduğunu düşünmeden edemedik. Kafeye bitişik Molla Aşki Camiine doğru ilerliyoruz. Cami duvarında ki tabelada; “Caminin Fatih Devri şair ve devlet adamı Ni’me’l-ceyşten Aşki Mehmed Efendi tarafından inşa ettirildiğini, caminin giriş kapısında bulunan kitabede ise Fatma hanım tarafından 1238/1822 de ihya edildiği bildirilmektedir. Yuvarlak kemerli ince uzun pencerelerin üslubundan II. Abdulhamid döneminde de bir tamirat gördüğü anlaşılmaktadır. İlk yapıldığı dönemden bir iz kalmayan kagir duvarlı, ahşap çatılı caminin bânisinin kabri mihrab duvarı önündedir.” ibaresini okuyoruz. Cami açık küçük güzel bir mescid. Caminin içerisinde talik hatla yazılmış bir kitabe daha var ki, valide sultan mektebine ait kitabe olduğunu öğreniyoruz. Kitabe 4 satır -2 sütun. Kitabenin üzerindeki ayrıca yer alan mermer kitabede şiir gibi -latinize Türkçe- şu ifadeler yer almaktadır: “İffet ve şan hazinesinin tek incisi olan Valide Sultan Hazretlerinin şanı yüce olsun. / Temiz namı şöhret olmuş “Bezm-i Alem” diye, dünya meclisinde Hakk onu her an kutlu kılsın. / Bunca hayır ve hasenatı ile pek çok yaşasın, mektebinde okudukça heves ile çocuklar. / Oldu dört beyitle Nazif’in tarih şiiri işte tamam. Valide Sultan Mektebi olsun Dar-ı Kur’an Ali Haydar (1844)” Fotoğraf çektikten sonra ayrılıyoruz. Geldiğimiz yöne doğru ilerleyerek Kariye Camine doğru yol alıyoruz.