MİMAR SİNAN MESCİDİ

MİMAR SİNAN MESCİDİ
İnşa Tarihi: 981 / M 1573
Banisi: Mimar Sinan
Adres: Akşemsettin Mahallesi
Koca Sinan Caddesi –
Akşemsettin Caddesi
Yeniden Tamir / İnşa Tarihi: 1976
Kitabesi (Osmanlıca Türkçesi):
Tabelası: Mevcut (P, M)

Ali Emiri Kültür Merkezinin bir yüzü Akşemsettin Caddesine dönük. Ali Emiri Kültür Merkezinin tam çapraz karşısında Şehit İbrahim Küçük Parkı yer alıyor. Parkta yeşil alan kısıtlı. Diğer parklarda olduğu gibi piknik masaları, çocuk oyun gurubu yer alıyor. Ancak en önemli özelliği parkın bir kenarında Mimar Sinan tarafından kendi adına yapılmış küçük bir mescid bulunması. Mescid park seviyesinin biraz altında kalmış. Parkın vatan tarafına bakan alt kısmından Koca Sinan Caddesi, bir kenarından Akşemsettin Caddesi (Vatan – Fevzipaşa) geçiyor. Mescidin önündeki prizma tabelada şu bilgiler yer alıyor: “Mescid, Mimar Sinan tarafından 1573’te kendi hayratı olarak yaptırılmış, minberini ise Hakizade Halil Efendi koydurmuştur. Tezkirelerin hepsinde bu mescid Mimar Sinan’ın eseri olarak gösterilmektedir. 1918’de Cibali Fatih yangınında yanmış, duvarları bir süre ayakta kalmışsa da zamanla yıkılarak bozulmuştur. Minaresi 1938 ve 1962 de onarılmıştır. Yapının avlu kapısı mescid ile minare arasına konulmuş olup, mescit bir sıra kesme taş ve iki sıra tuğla ile örülmüş almaşık duvarlara sahiptir. Dikdörtgen planlı ve yapının üstü kırma çatı ile örtülüdür. Mescid eyvan tarzında, önü açık öbürü tamamıyla kapalı yanyana iki bölümden oluşmaktadır. Bunlar yazlık ve kışlık bölümlerdir. Yazlık diye bahsedilen bölüm, içerisinde mihrabı olan ibadet mekanını da kısmen kuşatan “L” şeklindeki yerdir. Günümüzde ise bu kısım biraz fazla geniş tutulmuş bir son cemaat yeridir. Buranın cephesi iki direkle üçe ayrılmıştır. Günümüzde, açık olarak yapılmış duvar camekanla kapatılarak, kapalı mekan haline getirilmiştir. Minberi ve vaaz kürsüsü ahşap olup, yapının içinde kalem işleri görülmektedir. Yapının en ilgi çekici öğesi ise 10 metre yüksekliğindeki minaresidir. Avlu girişinin yanında ve küfeki taşından örülmüş, ufak bir kubbe ile taçlandırılmış olan sekizgen gövdeli köşk türündeki minaresinin her yüzünde bir adet ezan penceresi bulunmaktadır. Minarenin kürsü ve pabuç kısımları yoktur. Gövde iki yatay bilezik ile üçe bölünmüştür. Dış yüzeyleri köşeli olup, sekizgen bir plana sahiptir.” Mermer kitabede yazılanlardan öğrendiğimizi göre vakfiyesinde tespit edilen sıbyan mektebi şu an mevcut değildir. 1976 yılında aslına uygun olarak yeniden yapılmıştır. Caminin hemen yanında etrafı demir korkulukla ve jiletli telle çevrelenmiş restore olmayı bekleyen musluğu olmayan bir çeşme bulunmaktadır. Mescid kapalı idi. İçerisini merak ettik. Caminin hemen yanında tuvaletlerle ilgilenen görevliye içerisini görebilir miyiz diye rica ettik. O da mescidin öğlen namazında açıldığı söyledi. Bizim gezi programımızdan bahsettim. tekrar dönemeyebileceğimizi ifade ettim. Sağolsun avlunun kapısını açtı. Girişte sağımızda caminin iki tarafını kaplayan eskiden üzeri açık olan, genişçe bir son cemaat yerini görüyoruz. Cuma günleri açık büyük ihtimal. Cami duvarında Türkçe Kitabesi yer almış. Sol tarafta ise abdest için tek sıra musluklar vardı. Caminin içi oldukça küçük. Ve karanlıktı. Fotoğraflar biraz karanlık çıktı. Mescidin minaresi alışılmış bir minare değil. Bu minarenin bir benzerini Derviş Ali Camiinde görmüştüm. Cami biraz da yol seviyesinin altında kaldığı için midir bilinmez caminin etrafını çevreleyen son cemaat yeri jiletli tellerle çevrilmiş. Tekraren ifade ediyorum ki gezilerimizde bizleri en çok inciten bu durum olmuştur. Bir caminin Jiletli tellerle çevrelenmesi ne acı durum. (Mimar Sinan Mescidi ile ilgili ayrıntılı bilgi için Diyanet İslam Ansiklopedisi ilgili maddesi E.T.9.1.2022)