HIRKA-İ ŞERİF CAMİİ

HIRKA-İ ŞERİF CAMİİ
İnşa Tarihi:
Banisi:
Adres: ….Mahallesi
Yeniden Tamir / İnşa Tarihi:
Kitabesi (Osmanlıca Türkçesi):
Hırka-i Şerif Cami Kitabesi (Akseki Caddesi)

1 Tâ ebed Sultân Mecîd Han ola bâ-feyz-i İlâh
Nûr-ı mihrâb-ı hilâfet câmi‘-i âdâb-ı dîn
2 Kalb-i pâkin eylemiş Hak Hazret-i Peygambere
Dâimâ ihlâs-ı arzıyle mübâhî vü yakîn
3 Dûş-ı iclâli şeref-bahş-ı siyâb-ı saltanat
Olalı düşmez elinden dâmen-i şerʻ-i mübîn
4 Hırka-yı sündüs-tıraz-ı şâh-ı vâlâ-yı resûl
Câ-nişîn olmuştu bunda izz ile nice sinîn
5 Eyleyip taʻzîm ü hürmet işbu câ-yı ekreme
Câmii hem hücre-i pâkîzesin yaptı metîn
6 İki târih-i güher-pirâyeyi Zîver kulu
Çekti zer-târ-ı nizâm-ı nazma çün dürr-i semîn
7 “Hırka-yı pâk-i risâlet mesnedin bu câmiin”
“Şâh-ı dîn Abdülmecid Han kıldı bünyad ü rasîn”
H. 1267 / M. 1850-51
1 Allah’ın feyzi, sonsuza kadar hilâfet
mihrabının nuru, din âdâbının
toplayıcısı Sultan Mecid’in üzerinde olsun.
2 Allah, ihlâslı olduğu için
onun temiz kalbini daima Hazret-i
Peygamber’e yakın ve övgüye lâyık kılmış.
3 Cömertlik omzu, saltanat
elbisesine şeref verdiğinden beri,
apaçık şeriatın eteği, elinden düşmez.
4 Peygamber’in değeri yüce, nakış
işlemeli hırkası, nice yıllar burada
şerefle bulunmuştu.
5 Tazim ve hürmet
ederek bu mübarek yere cami ve
Hırka-yı Saadet’in tertemiz hücresini
sağlam bir şekilde yaptı.
6 Ziver kulu, iki inci parçası tarihi nazmın
düzgün teline, çok değerli inci gibi dizdi:
7 “Hz. Peygamber’in tertemiz
hırkasının bulunduğu bu camii, dinin
şahı Abdülmecid Han sağlam şekilde
yaptırdı.”

(Kaynak: Kitabelerin Kitabı Fatih E.T: 19.6.2023)
Hırka-ı Şerif Odası Duvarındaki Kitabe
Hırka-ı Şerif Cami Avlusu

Şehriyâr-ı âlem-ârâ şâh-ı mansûrü’l-livâ
Sâye-i Mevlâ vekîl-i Hazret-i mahbûb-ı Hak

Yaʽni Hân Mahmûd-ı Adlî-şân kim olmaz şüphe
Âgeh-i ihsân ü inâyet mülûk-ı mâ-sebâk

Gerçi ihsân ü kerem nâse mülûkün şâyândır
Halka cûd-ı himmeti ammâ o şâhın yeknesak

Kilk-i himmet dest-i cûd-efşânına sîmîn kalem
Mihr-i nusret nâme-i unvânına altun kürek

Nûr-ı irfân cebhe-i insâfâne mi’rat-ı sâf
Neyyir-i şân tehiyye-i iclâline cevher-i tarîk

Sandal-i akalinin fanus-ı hurşid-felek
Felek-i ünvânın puşidesi âl-i şefik

Gelmedi rûy-ı cihane böyle arif padişah
Bu kelâmında tevarih aşnayan-ı müttefik

Akl-ı Eflatun ve fikr bu âli-şakird olub
Gelsin alsın hoca-i rayından ol-şahın sebk

Vakf-ı gûş cân ü sarf nezre-i em’ân idüb
Da’ima olmakdadır hâl-i cihane göz-kulak

Var mı ma’mur olmadık me’vâ deyû leyl ü nehâr
Cüst-u-cu etmek de sa’y ü himmeti köşe-bucak

Bir gün isnâ’-yı ziyaretde o şah-ı mülk-i şân
Bakdı bu dergâh-ı feyzin pişgâhı muhtenik

Kesret-i züvvar ile her sâl mah-ı ruzede
Ruz-ı mahşer gibi bercâ’ye basardı pak ayak

Fikr ederken suret-i tevsi’ ü tecdidin o şah
İttisalinde düşüb bir arsa keyf ma-şafak

Alub el-Hak harem kıldı o câ-yı hürremi
Eyledi bir nev âsâr bünyâd bâ-şevk ü anak

Tarh-ı ruşen öyle kim aks-i cemal-i feyzle
Benziyor billur-ı cam- revzeni mir’âta bak

Her ne denkli revnak ü fer bulsa nakş ile sezâ
Her ne rütbe verseler zinet-i ca’ye müstehâk

Bürde-i peygamber-i zişâne ta’zimâ o şah
Kıldı divanhânesin kâh cinâne mâ-sadâk

Ol mübarek kisve-i şah-ı resil kim dâmeni
Ruz u şeb kerrûbiyâne buse-gâh olsa A-Hâk

Hizmet ü sa’yin kabul idüb o şah-ı âlemi
Kam-yâb devletdârın ide Rabbi’l-felâk

Vasıfâ şâyestedir tarih-i a’lâ söylesem
“Oldu bâlâ cilvegâh-ı Hır’ka mahbub-ı Hak”
H. 1227 / M. 1812-13
(Kaynak: Kitabelerin Kitabı Fatih E.T: 19.6.2023)

Hırka-i Şerif Camiine girme zamanı. İsmini defaatle duyduğumuz, İstanbul’un en bilinen Camilerindendir. Cami oldukça bakımlı. Yüksek giriş kapısının en üzerinde dairesel bir zemin üzerinde peygamberimizi kasderek “dedi selam üzerine” alt kısımda ise Hadis-i Şerif yer alıyor. Girişin hemen solunda küçük bir tabelada caminin Abdulmecihan tarafından 1851’de yaptırılmıştır yazısını okuyarak içeri giriyoruz. Hırka-i Şerif Camii kitabesinde ise şunlar yazıyor: “Sultan Abdulmecid tarafından H. 1267 / 1850 tarihinde Hz. Peygamberin hırka-i saadetinin muhafazası ve halkın rahat ziyaret edebilmesi gayesiyle yaptırılmıştır. Osmanlı mimarisinin Avrupa etkisinde bulunduğu dönemin eseri olan cami sekizgen ve tek kubbelidir. Mihrab duvarına bitişik yine sekizgen planlı tek kubbeli Hırka-i Saadet dairesi vardır. Hattat Mustafa İzzet ve Sultan Abdulmecid imzalı hat eserleri bulunmaktadır.” Cami avlusunun girişinde sağ  kısımda peygamberimize ait bazı eşyalar sergilenmektedir. Avludaki tek katlı yapıların (Hırka-i Şerif Odası) üzerinde Osmanlıca ve Türkçe kitabeler yer alıyor. Yan duvarında yer alan Osmanlıca kitabenin üst kısmında tuğra altında ise 10 satır 4 sütun uzu bir metin yer alıyor. Avluya bakan diğer Türkçe kitabede ise Peygamberimizin Veysel Karani hakkındaki ifadesi ve Hırkanın hikayesi yer alıyor. Üveys Fatih Belediyesince hazırlanan cami hakkındaki panoda ise ek şu bilgiler yer alıyor: “Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (SAV)’in İstanbul’da bulunan iki hırkası vardır. Biri Topkapı Sarayı’ndaki halifelik alametlerinden sayılan Topkapı Sarayı Hırka-i Saadet Dairesi’ndeki Hırka-i Saadet veya Bürde-i Saaadet’de denilen hırkasıdır. Diğeri ise Peygamber Efendimiz (SAV)’in Miraca çıkarken üzerinde bulunan hırkasıdır. Bu hırka Efendimiz (SAV)’in vasiyeti üzerine Veysel Karani’ye hediye edilmiştir. Bu kutsal emanet, bugün Veysel Karani’nin torunları tarafından korunmaktadır. Bu emanetin koruyucusu, Üveys ailesi, 1600’lü yıllarda Sultan I. Ahmed (1603-1617)’in isteği ile İstanbul’a gelmişler ve Fatih’te bir evde Hırka-i Şerif’i ziyarete açmışlardır. Daha sonra I. Abdulhamid (1774-1789) Han, bugünkü Hırka-i Şerif Camii’nin avlusunda kalan bir oda inşa ettirmiştir ve Hırka-i Şerif burada sergilenmeye devam etmiştir. Bu odanın zamanla yetersiz kalması ve Sultan Abdulmecid (1839-1861) Han’ın Hırka-i Şerif’in şanına yaraşır bir cami yaptırmak istemesi ile 1847 yılında caminin inşaatına başlanmış ve 1851 yılında tamamlanmıştır. Cami bir külliyeolarak Hırka-i Şerif’in muhafazasına ve ziyaretine mahsus bölümler, hünkâr mahfili ve kasrı, meşruta, Hırka-i Şerif-i korumakla görevli jandarma için bir karakol yaptırmıştır. Halen Hırka-i Şerif bu camide sergilenmektedir. 120 cm uzunluğunda, bej renkte olan Hırka-i Şerif, deve yününden dokunmuştur ve sekiz parçadan oluşur.” Caminin etrafını dört dönüyoruz. Caminin diğer kapısı keçeciler caddesi üzerinden. Merdivenle çıkılıyor camiye. Avludan Keçeci Caddesine inilen merdivenlerin hemen sağında seyir terası benzeri yüksekçe bir alana çıkıyoruz. Bu hakim noktadan fotoğraf çekiyoruz. Tam bu arada öğlen ezanı okunuyor. Namazımızı camide eda ediyoruz. Caminin içi küçük, çok köşeli, bakımlı. Namaz bitimi fotoğraf çekimi için tekrar içeri girmek üzere cemaatin çıkmasını bekliyorum avluda. O arada avludaki tek katlı yapılardan birisinin kapısı açılıyor. Kapıdaki kişi peygamberimize ait kişisel eşyaların sergilendiği alanı gezebileceğimizi söylüyor. Biz de içeri giriyoruz saygıyla. Bir tek fotoğraf çekmiştim ki fotoğraf çekmek yasaktır ibaresini görüyorum. Çekmekten vazgeçiyorum. Cemaatin tamamı dışarı çıkıyor. Bir kısmı emanetlerin olduğu mekana girip ziyaret gerçekleştiriyor. Biz de caminin içini boş bulmuşken içeri girip fotoğraf çekiyoruz. Namazı da bu camide eda ettiğimizden uzun süre kaldık. Artık yola devam vakti. Ayrıntılı Bilgi için İslam Ansiklopedisinin Hırka-i Şerif Camii maddesine bakabilirsiniz.