HEKİMOĞLU ALİ PAŞA CAMİİ
HEKİMOĞLU ALİ PAŞA CAMİİ HEKİMOĞLU ALİ PAŞA KÜLLİYESİ |
İnşa Tarihi: |
Banisi: |
Adres: ….Mahallesi |
Yeniden Tamir / İnşa Tarihi: |
Kitabesi (Osmanlıca Türkçesi): |
Tabelası: Mevcut |
Esekapı Sokaktan Hekimoğlu Ali Paşa Camii’ne doğru ilerliyoruz. Sağımızda restorasyonu yapılmış binalar, solumuzda ise caminin duvarında bir çeşme görüyoruz. Çeşmenin musluğu ve kitabesi bulunmamakta olup, teknesi yol seviyesinin altında kalmıştır. Çeşme, cami duvarına bitişik olduğundan aynı adla anıldığını tahmin ediyoruz. Avlu duvarı boyunca ilerliyoruz. Külliyenin bir çok avlu girişi bulunuyor. Esekapı Sokağına açılan avlu kapısı bunlardan birisi. Avlu giriş kapısının sol yanında mermer üzerine Hekimoğlu Ali Paşa Cami-i Şerifi 1735 yazısı bulunuyor. Kapının üzerinde 4 satır, 2 sütunluk bir kitabe bulunmaktadır. Kapının hemen yanında Hekimoğlu Ali Paşa Sebili yer almaktadır. (Bazı kaynaklarda ismi Sultan I. Mahmud Sebili olarak geçmektedir). Sebilin 5 adet penceresi bulunuyor. Pencere üstlerinde dönemin mimari özelliğini yansıtan desenleri ve kitabesi ile oldukça estetik bir görünüm arz ediyor. Sebilin Hekimoğlu Ali Paşa Caddesi boyunca devam eden kısmında sebilden sonra türbenin pencerelerini sonrasında bir güzel bir çeşme, Hekimoğlu Ali Paşa Çeşmesi (2) yer almaktadır. Çeşmenin 3 satır, 2 sütundan oluşan kitabesi bulunuyor. Kemer içerisinde güzel desenleri, mukarnasları, hemen altında sağlı sollu meyvelerin yer aldığı motifleri ile güzel bir çeşme. Çeşmenin musluğu bulunmamaktadır.
Esekapı Sokakta bulunan kapıdan avluya giriş yapıyoruz. Sağımızda caminin banisininde medfun olduğu Hekimoğlu Ali Paşa Türbesi bulunmaktadır. Ayrıca avludaki hazirede çok sayıda kabir bulunmaktadır. Cami avlusu ana giriş kapısı Hekimoğlu Ali Paşa Caddesi cephesinden yapılıyor. Ana giriş kapısı üzerindeki yapı dikkat çekiyor. Yakından baktığımızda giriş kapısının üzerindeki yapının “Uygulamalı Türk-İslam Sanatları Kütüphanesi” olarak hizmet vermektedir. Ana kapıdan dışarı çıkıp fotoğraf çekiyorum. Dış cephe giriş kapısı kemer üzerinde 3 sütun, 4 satır kitabe bulunmaktadır. Kapının sağında bulunan prizma tabelada Hekimoğlu Ali Paşa Camii ve Külliyesi hakkında yazılanları okuyoruz: “Banisi Sadrazam Hekimoğlu Ali Paşa’dır. Caminin avlu girişleri üzerinde bulunan kitabelere göre külliye 1735’te hizmete girmiştir. Ali Paşa kendi türbesi ile birlikte, camii, kütüphane, sebil, çeşme, şadırvan ve tekke yaptırmıştır. Caminin Mimarları Çuhadar Ömer Ağa ile Hacı Mustafa’dır. Caminin esas girişi, ağır konsollar üzerinde biraz dışarı taşan kütüphanenin altındandır. Cami, Mimar Sinan’ın geliştirdiği altıgen baldakenli merkezi mekan geleneğine uygun tasarlanmıştır. Caminin esas girişi dışında iki girişi daha vardır. Caminin hünkar mahfili bulunmaktadır. Ancak dışarıda kalan rampası sonradan yıkılmıştır. Hekimoğlu Ali Paşa’nın türbesi tromplu iki kubbe ile örtülü bir dikdörtgen olarak tasarlanmıştır. Kütüphane, caminin beşik tonozla örtülü bir geçit olarak düşünülmüş kapısı üzerine inşa edilmiştir. Medrese yerine kütüphane yaptırma, bu çağın toplum kültürü yaşamında değişen eğilimleri yansıtan bir işaret olarak kabul edilebilir. Caminin sebili, Lale Devri bezemesini en olgun tasarımıyla temsil eden yapılardan biridir. Bu kubbeli sebilin geç rokoko karakterli, gerilimli bir desenle tasarlanmış bronz parmaklıkları, 18.yy sebil şebekeleri içinde tektir.” Bir Başka tabeladan edindiğimiz ek bilgilere göre özetle; “Cami İstanbul’un yedi tepesi üzerinde bulunur. Külliye, Klasik Türk Mimarisinin son eseri olarak kabul edilir. Cami kesme küfeki taşından imal edilmiştir. Cami avlusundaki türbe iki bölümden oluşmaktadır. Batı yönünde Abdal Yakup ve Şeyh İbrahim ile tekkenin diğer önde gelenleri, doğuda ise Hekimoğlu Ali Paşa, eşi Muhsine Hatun ve diğer aile fertleri bulunmaktadır.”
Yazılanları okuduktan sonra, caminin içine girmenin sırası geldi. Camiye 7-8 basamakla çıkılıyor. Caminin iç kısmı çok güzel yüksekçe ferah bir yapı. Mihrabı çok zarif, çinileri Tekfur Sarayı ve Kütahya’dan getirtilmiş. İlk cemaat yerinin sağında Kâbe tasvirli çini pano dikkat çekiyor. Mihrabın Kubbe sitemi ana kubbe etrafında 6 küçük kubbe ile çevrelenmiş. Caminin içerisinden bol bol fotoğraf çekip caminin üçüncü kapısına kadar uzanıyorum. Sonrasında cami avlusuna dönüp ana giriş kapısından tekrar dışarı çıkıyorum. Şarj bitmek üzere, yine iyi dayandı. Arabaya doğru ilerlerken bir kilise görüyorum. Caminin karşısında caddenin diğer yanında. Kilisenin kapısı açık. Kapıdan girdiğimizde dikdörtgen gibi uzayan bakımlı bir bahçe ve sağınızda ise kilise binasını görüyorum. Kilisenin içerisine de girmek istiyorum, ancak şarj bitiyor. Artık fotoğraf çekemiyorum. İçeriden yanlış duymadı isem kilise müziği sesi geliyordu. İçeri girmedim. Tekrar avludan geçerek dış kapıya yöneldim. Aracımıza geldiğimde 30 dakikayı geçmişti. Bugünkü gezimizde çok yol yürüdük ancak çok bereketli oldu. (Hekimoğlu Ali Paşa Camii ve Külliyesi ayrıntılı bilgi için Diyanet İslam Ansiklopedisi ilgili maddesine bakınız Erişim Tarihi:10.11.2021)