GÜL CAMİİ

GÜL CAMİİ
(Kiliseden dönme)
İnşa Tarihi:
Doğu Roma 10. ya da 11. yüzyıl
Camiye çevrilme yılı: 1499
Banisi:
Adres: Yavuz Sultan Selim Mahallesi
Vakıf Mektebi Sokak No: 16
Fatih / İstanbul
HARİTADA GÖSTER (google.earth)
HARİTADA GÖSTER (harita.istanbul)
Yeniden Tamir / İnşa Tarihi:
Kitabesi (Osmanlıca Türkçesi):

Cami, çeşme, iki katlı yapı ve çınar ağacıyla güzel bir kompozisyon oluşturmuş.  Caminin karşısındaki çeşme, İhramcı Mehmed Sadık Efendi ÇeşmesiGül Cami Çeşmesi olarak ta bilinir. Çeşme 1307 yılında tamir edilmiş. Tamir eden zat çeşmeye isim olmuş. İlk yaptıran kimdi, bilmiyoruz. Çeşmenin dört satırdan oluşan kitabesi bulunmaktadır. Kitabenin ilk satırında “Malın hayırlısı, Allah yolunda harcanandır.” Hadis-i Şerifi yer alır. Yine caminin tam karşısında mimarisi son döneme ait izler taşıyan iki katlı bir yapı dikkati çekiyor. Araştırmalarımızda bu yapının Adile Sultan Mektebi olduğunu öğreniyoruz. H 1285 / 1869 yılında inşa ettirilen mektebin kapısı üzerinde, ilk dört satırı 2 satır 2 sütun ve son satırı tek olmak üzere kitabesi bulunmaktadır. Camiye ulaştığımızda öğle namazı vakti geçmişti; bu kez cemaatle namaz kılamadık. Caminin önünde İBB tarafından hazırlanan, bazı camilerde bulunan prizma tabela (her yüzünde farklı bir dilde) ve Fatih Müftülüğü tarafından hazırlanmış kitabesi yer alıyor. Gül cami, kiliseden dönme bir camidir. Prizma tabelada yapı hakkında tarihi bilgiler verilmiş: “Doğu Roma döneminden kalma dini bir yapıdır. Eski adı ve yapım tarihi hakkında kesin bilgiler olmamakla birlikte 10. ya da 11. yüzyılda yapıldığı tahmin edilmektedir. İkonoklazm akımı sırasında Büyük Saray’ın ana girişi Halki kapısı üzerindeki İsa ikonasının indirilmesine karşı çıktığı için öldürülen Theodosia adlı kadının kutsal emanetlerinin bu kiliseye konduğu ve bu kilisenin Aya Thedosia olduğuna inanılır. 1499 yılında camiye çevrilmiştir. Gül Cami tuğla tonozlu ve üstündeki yapının ölçülerine uygun bir bodrum katı üzerine inşa edilmiştir. Esas bina kapalı haç biçimindedir. Sadece bir duvarı kalmış olan narteks bölümünü takip edenesas mekan dört kollu beşik tonozlarla örtülü bir haç şeklindedir. Bu kollardan üçünün içlerine ikişer paye üzerine oturan galeriler yapılmıştır. Dört masif paye bu haç şeklini meydana getirir ve dört ana kemeri taşır. Kemerlerin sivri oluşu bunların Osmanlı Döneminde eskilerinin yerine yenilerinin yapıldığını belli etmektedir. Binanın doğu tarafında, ortadaki daha geniş olmak üzere üç apsis vardır. Apsislerdeki nişler ve tuğla bezemeler 13. ve 14. yüzyıllardaki tamirler sırasında yeniden yapıldığını gösterir. Orta apsisesle sağ yan nef arasındaki payede mezar olan bir hücre bulunmaktadır”. Diğer tabeladan ise, kilisenin Sultan II. Bayezid döneminde camiye çevrildiğini öğreniyoruz. Camiye “Gül” isminin ise bir çok rivayete göre, “Gül Baba” isimli zatın cami içerisinde medfun bulunmasından dolayı verildiği zikredilir. Cami çeşitli dönemlerde tamir görmüş. Osmanlı izleri taşımaktadır. II. Mahmud döneminde Hünkâr mahfili eklenmiştir. Caminin kubbe çapları küçük, sütunlar ise oldukça yüksek. Tavan süslemeleri yer yer dökülmüş. Dikkatimi çeken bir husus ise; kemerlerde üç adet Davut Yıldızının bulunması. Camiden çıkarak geldiğimiz yöne doğru tekrar Şair Nevi Sokağa giriyoruz. (Gül Cami hakkında ayrıntılı bilgi için Diyanet İslam Ansiklopedisine bakabilirsiniz E.T.: 27 mart 2022)