FEVZİYE CAMİİ (FEVZİYE KÜÇÜK EFENDİ)
![]() |
| FEVZİYE CAMİİ (Fevziye Küçük Efendi Camii) |
| İnşa Tarihi: 19. yüzyıl başları |
| Banisi: Reisülkurra Feyzullah Efendi |
| Adres: Sümbül Efendi Mahallesi Hacı Evhaddin Caddesi No: 92 Fatih / İstanbul |
| HARİTADA GÖSTER (google.earth) HARİTADA GÖSTER (harita.istanbul) |
| Yeniden Tamir / İnşa Tarihi: 1825-Mehmed Abdürreşit Efendi |
| Kitabesi (Osmanlıca Türkçesi): |
Hacı Evhaddin Caddesi boyunca yürüyüşümüze devam ediyoruz. Bugün perşembe; semt pazarı kurulmuş. Pazarın içinden geçip geçmeme konusunda tereddüt yaşasak da “hadi geçelim” dedik. İyi ki de demişiz; çünkü pazarın başında, sağda mimarisi ile dikkat çeken bir çeşme ve camiyle karşılaşıyoruz.
Pazar esnafının arka kısmında kalan II. Mahmut Han Çeşmesini bir şekilde fotoğraflamayı başarıyoruz. Çeşmenin hemen yanında avlu pencere demirlerine asılmış fotoblok tabelada Fevziye Küçük Efendi Tekke ve Haziresi başlığı altında şu bilgilere yer verilmiş: “Türk Barok mimarisinin günümüze ulaşan sayılı örneklerinden biridir. Oval planlı bir cami, kütüphane, çeşme, şadırvan, tekke odaları, çilehane, su haznesi, kuyular ve hazirelerden meydana gelmiştir. Külliyenin ilk kurucusu, Nakşibendî tarikatına bağlı olan Ayasofya vâizi Feyzullah Şükrü Efendi’dir. Bugünkü yapı ise muhtemelen, Feyzullah Şükrü Efendi’nin oğlu olan ve Küçük Efendi olarak da anılan Şeyh Mehmed Abdürreşid Efendi tarafından yeniden yaptırılmıştır. .. Hazirede ortadaki zat Nakşibendi şeyhi Mehmed Abdurreşid Efendi, sağdaki Şerife Rukiye hanım ve soldaki de Fatıma Hanım’dır.”
Kabri özel çevreleyen korkuluk demirine 6 satır, 2 sütunluk kitabe monte edilmiş. Cami avlusunda, merdivenle aşağı inilen bir çeşme gözümüze çarpıyor. Bu durumda olan bir çeşme daha görmüştük gezilerimiz sırasında. Hatice Hanım Çeşmesinin, küçük bir aynası bulunuyor. Kitabesini göremedik. Araştırmalarımızda, çeşmenin 1251 (1835) tarihli bir kitabeye sahip olduğu bilgisine ulaştık.
Merdivenin başında etrafı demir korkulukla çevrilmiş beton saksı benzeri şeyin ne olduğunu merak ediyoruz.
Fevziye Camii giriş kapısının sağında mermer kitabede cami hakkında şu bilgilere ulaşıyoruz.: “Ayasofya vaizi ve Reisülkurra Feyzullah Efendi tarafından 19. yüzyılın başlarında etrafındaki tekkenin tevhidhanesi olarak yaptırılmıştır. Feyzullah Efendi’nin oğlu “Küçük Efendi” lakabıyla tanınan Mehmed Abdürreşit Efendi tarafından 1825’te tekke, yeniden inşa ettirilmiş ve kütüphane eklenmiştir. Daha sonra ilave edilen selamlık, çeşmeler ve derviş hücreleri ile küçük bir külliye meydana gelmiştir. Çevre duvarı II. Mahmud tarafından yenilenmiş ve bir çeşme eklenmiştir. Elips şeklindeki orta mekan mihrab ve giriş tarafındaki çıkıntılarla genişletilmiştir. Cami – tevhidhane, muhtelif yerlerde dışa taşan beş adet halvethane ve minareden oluşan tuğla taş örgülü duvarlara sahiptir. Son cemaat yeri üstünde hünkâr mahfili yer almaktadır. Ahşap çatılı cami, içten ahşap kubbelidir. Girişin sağına kütüphane binası eklenmiştir. 1925’ten itibaren yalnızca cami olarak kullanılmış, 1957’deki yangından sonra ahşap iç kubbesi ve çatısı tamir edilmiştir.” Caminin minaresi ilgi çekici. Cami dıştan çatılı, ancak içten kubbeli. Kubbesi klasik işlemeler yerine yine dönemin stilini yansıtıyor olsa gerek. Avizenin zincirinin de bağlandığı orta kısımda kenarları yuvarlatılmış dikdörtgen bir motif, motiften kubbe uçlarına uzanan kalın çizgiler ilginç bir motif oluşturmuş. Cami ana kısmı oval bir yapıda.
Avlusu oldukça geniş, haziresinde çok sayıda kabir bulunuyor. Camiden çıkıp dönüş yoluna doğru yürürken cami avlusunun ucunda küp şeklinde küçük bir yapı daha gördük. O an ne olduğunu anlamasak da, fotoğrafını çekiyoruz. Araştırmak üzere yola devam ettik. Daha sonra yaptığımız araştırmalarda bu yapının II. Mahmut Maksemi / Maksimi olduğunu öğreniyoruz. 1



















