BALİ PAŞA CAMİİ

BALİ PAŞA CAMİİ
İnşa Tarihi:
Banisi:
Adres: ….Mahallesi
Yeniden Tamir / İnşa Tarihi:
Kitabesi (Osmanlıca Türkçesi):
Tabelası: Mevcut (P, M, FB)

Neyzen İhsan Sokağını bitirdiğinizde Balipaşa Caddesine ulaşıyorsunuz. Bali Paşa Camiinin girişi Hoca Efendi Sokağından yapılıyor. Bölgenin en geniş camisi. bir görüşe göre Mimar Sinan’ın eserleri arasındadır. Cami Hüma hatun tarafından 1505 yılında tamamlanmıştır. Caminin hem İBB tarafından yaptırılan Prizma Tabelası, Fatih Belediyesi tarafından asılan tabela ve duvarda bulunan Müftülüğün hazırladığı mermer Türkçe Kitabesi bulunuyor. Prizma tabelada : “Sultan II. Bayezıd’in vezirlerinden İskender Paşa’nın damadı Bâli Paşa tarafından yapımına başlanmış, vefatı üzerine zevcesi Hüma Hatun tarafından tamamlanmıştır ve minberde koydurulmuştur. Cami, 1633’de yangın geçirmiş, 1894’teki büyük depremde kubbesi ile son cemaat yeri çökmüş, 1918 Cibali Fatih yangınında bir kere daha harap olmuş ve bir müddet yıkıntı halinde kalmıştır…. Taştan yapılmış tek şerefeli minaresinin gövdesini süsleyen çubuklar, ancak Mimar Sinan ile ortaya çıktığından minaresinde Mimar Sinan’ın izlerini sürmek mümkündür.” Türkçe kitabesinde  eserin Mimar Sinan’a  ait olması  hususu daha çok öne çıkmıştır.  Ayrıca kaynaklarda bildirilen Bali Paşa ve eşi Hüma  Hatun’un türbeleri  yok olmuştur. Caminin içinden bir kaç kare fotoğraf aldıktan sonra avlusunda dolaşmaya devam ediyoruz. Avluda sonradan yapıldığı belli olan küçük bir şadırvan, avlu duvarı boyunca bir çok kabir bulunmaktadır. Caminin tek giriş kapısından çıkıyoruz. Yukarı doğru caminin köşesine kadar gelerek sağa Battalgazi Sokağına dönüyoruz. Caminin bu sokağa bakan avlu duvarında bir çeşme bulunuyor. Kemerli, Çeşme üstündeki ayna kısmında çiçek motifi yer alıyor. Musluğu bulunuyor.

Hüma Hatun Bali Paşa Cami Duvarındaki Vakfiye
Arapça’dan Tercüme
Sebeb-i taharrî-i hurûf oldur ki,
Eski zamanlarda Bi-Hassa suyolcuları bölük başlarından birisi olan Abdullah oğlu Hızır Bey, İstanbul şehrindeki o zamanki adı Kemal Harrat mahallesi olan bu yerde, tamamen kendi rızası ile bahçeli bir yer vakfetmiştir. Bütün müştelimâtı ile birlikte bu yapı, O’nun tarafından gerçek kişilere vakf edildi.
Adı geçen zat Camiyi de içine alan büyük bir alan içinde çok odalı büyükçe bir köşk ve ahırı ve iki arasında bir kuyu, bir fırın ve geniş bir bahçeyi sınırları belli olarak Abdullah kızı Safiye Hatun’a (bu vakfa ait bilgiler iki meşhur zat Ahmed Subaşı ve Sinan Ağa tarafından da bilinmekte olup doğruluk
yolunun yolcusu Sinan Ağa burada anılan tüm vakfın sırf Allah rızası için adı geçenlerin tümünün haklarının korunması, dağıtılması hakkında ihtimam göstere) sevaba istekli, şartlara uyan, nefsine uymayan kişilerden olması umulan evladına ve onun evladına (günahı vebali üzerlerinedir) sonra
zevcesi Kamer Hatun ve kızı Peymane Hatun onun evladına ve burada açıklandığı şekilde onun da evladına ve Medine-i Münevvere’de bulunan kızı Kadem’e ve onun evladına ve onun da evladına vakf etti. Şartları net olarak açıklanan bu vakfın mütevellisi nefsine uymasın, açıklandığı üzere her şeyi tescil etsin. Sultanın kapıcısı Mehemmed bin Hasan’a bu vakfın muhtevası ve faydalanacak kişilerin listesi teslim edildi. Hiç kimse bir şey gizlemesin, dünya ayakta durdukça bu vakfın emirleri yerine getirilsin İşbu vakfiye H. 1000 senesi Cemaziyelahir’inin ahirinde yani Miladi 1592 senesi Nisan ayı başlarında hazırlandı. “Bu kitabeyi okuyan ve sahib-i hayratın ruhu için Fatiha okuyanların akıbeti hayr ola.”
Kaynak: Kitabelerin Kitabı Fatih (E.T:20.11.2023) (Fatih Belediye Başkanlığı)