SÜMBÜL EFENDİ CAMİİ

SÜMBÜL EFENDİ CAMİİ
Koca Mustafa Paşa Külliyesi
İnşa Tarihi:
Banisi:
Adres: ….Mahallesi
Yeniden Tamir / İnşa Tarihi:
Kitabesi (Osmanlıca Türkçesi):
Tabelası: Mevcut

Hazirenin hemen bitiminde Koca Mustafa Paşa Külliyesi başlıyor. Külliye daha çok Sümbül Efendi Cami olarak biliniyor. Giriş B kapısında Sümbül Efendi Cami yazısı bulunan kemerli avludan içeri giriyoruz. Camiye daha önce arkadaşlarla birlikte gelmiştik. Cuma günü olduğundan kalabalıktı. Bugün sakin rahatça ziyaret ediyoruz. Cami avlusunda üstü açık mezarlıklar, çeşmeler, kuşların su içmesi için yapılmış yapılar, şadırvan ve atölyeler yer alıyor. Avluda bulunan sütun şeklideki çeşme dikkat çekici. Araştırdığımızda bu çeşmenin Hacı Beşir Ağa Çeşmesi olduğunu öğreniyoruz. 1150 tarihinde Hacı Beşir ağa tarafından yaptırılmıştır. Kategorik olarak sütun çeşme kategorisinde bulunuyor. Üzerinde 6 satırlık bir kitabe yer almaktadır. Kitabe Şair Yahya tarafından yazılmıştır. Ayna kısmında dalgalı keşkemer motifi içinde bir çiçek motifi yer almıştır. Teknesi bulunmamaktadır. Kitabede Avludaki mezarlardan birisinin tabelasında: “Müslüman olduktan sonra Sıdıka Hatun (sarı Sıdıka) ismini almış Bizans imparatoru Konstantin’in kızı Katerina’nın burada medfun olduğu rivayet edildiği” yazmaktadır. Kapalı mekânlarda sandukaların bulunduğu yerlerde Sümbül Efendi, Safiye Sultan vs zatlar medfundur. Kapalı olduğu için içeri giremedik, içerisini camdan fotoğraflayabildik. Caminin iç kısımlarını ziyaret etmeden avluyu geziyorum. Hızlıca A kapısından dışarı çıkıyorum. Tarihi binası olan Koca Mustafa Paşa İlkokulunu fotoğrafladıktan sonra tekrar avludan içeri giriyoruz. Caminin A kapısında Kocamustafapaşa Sümbül Efendi Camii tabelası altında ikinci bir tabelada / kitabede caminin tarihçesini anlatan uzunca metin yer almış. Metinde: “II. Bayezid devri sadrazamlarından ve Ni’me’l-ceyşten Koca Mustafa Paşa tarafından eski bir Bizans yapısı olan Ayios Andreas Manastırının Kilisesinden H.891 / M 1486’da padişah, devlet ricali ve yabancıların katıldığı büyük bir törenle camiye çevrilmiştir. Vakfiyesine göre camii; imaret, medrese, hankah ve mektepten oluşan külliyenin merkezinde yer alır. Gelir sağlamak için ayrıca bir çifte hamam yapılmıştır. Koca Mustafa Paşa Camii, Sünbül Sinan Efendi’nin ismiyle şöhret bulmuştur. Bizans dönemi manastırlarından bugün  yalnızca, camiye dönüştürülen  kilise binası kalmıştır. Batı-doğu istikametinde uzanan kilisenin batıdaki  girişi  kapatılmış, kuzey yönüne son cemaat yeri eklenerek  girişler buraya alınmıştır. Türk üslubunda yapılan ana kubbe, kuzey-güney yönünde iki yarım kubbe ilavesi, duvarların ikinci bir taş duvarla kaplanması ve çeşitli değişikliklerle kilise binası, içten ve dıştan Türk mimarisine uygun bir kılıf içerisine alınmış ve cemaatle namaz kılmaya elverişli hale getirilmiştir. 17. yüzyılda Defterdar Ekmekçizâde Ahmed Paşa, batı tarafına büyük bir ilave kanat yaptırmış ve minare ortada kalmıştır. Bu bölüm zamanla ortadan kalkmıştır.  Cami ve bazı  binalar 1766 depreminden sonra tamirat geçirmiş,  1834’te II. Mahmud ve 1847’de Sultan Abdulmecid tarafından tamir ettirilmiş, ayrıca 1950’li ve 1980’li  yıllarda da restorasyon görmüştür. Şehrin önemli dini  merkezlerinden biri olan caminin avlusunda Sünbül Efendi, Serasker Rıza Paşa, Şeyh  Nuredin Efendi, Safiye Hatun Daye Hatun’a ait  türbeler ile Hz. Hüseyin’in kızlarına ait olduğu rivayet edilen Çifte Sultanların açık türbesi, şadırvan, sebiller, çeşmeler, muvakkithane ve türbedar dairesi bulunmaktadır. Avlunun etrafında bir çok meşhur zatın kabirlerinin bulunduğu önemli bir hazire teşekkül etmiştir. Bir rivayete göre minare şerefelerinde kandil yakılması adeti ilk defa bu camide başlamıştır. Fatih Müftülüğü Ekim 2000”  Cami kiliseden dönme, güzel bir camii. Renk olarak beyaza ek olarak fıstık yeşili, satı tonlar kullanılmış. Sütunlar dalgalı yeşil mermerlerden yapılmış.  Mihrabı yeşilin ve kahverenginin tonlarının kullanıldığı, kalın perde dekoru ile süslenmiş. Değişik. Alışılmış değil. Sultan Abdulmecid döneminde 1847 yılında restore edilen camii maalesef bir önceki mimari stilinde değil, o dönemin modası barok stili kullanılmıştır. Neden camiye çevrildikten sonraki mimari veya dekor kullanılmamış anlamak mümkün değil. (Aynı durumu Bursa’da 1854 yılında gerçekleşen büyük depremden sonra yeniden ayağa kaldırılan camilerin stilinde de görmek mümkündür. Sultan Abdulaziz döneminde Osmanlı ilk dönem eserlerini restore ederken döneminin barok stili kullanılmış. Ulu Camide her sütundaki barok motifler camiyi adeta boğmuş). Öğlen namazını eda ettikten sonra, İlkokul yönünde dönüşümüze devam ediyoruz. Çıkışın hemen sağındaki küçük bina Sümbül Efendi Camii Aile Akademisi olarak kullanılıyor. Bina üzerindeki duvarda program ayrıntısının yer aldığı panoyu görüyoruz. Gayretli mü’minlerin olması bizleri sevindiriyor. Okulun önünden devam ediyoruz. Apartmanların arasından bir yeşillik gözümüze çarpıyor. Ortasında havuzu, piknik masaları, bankları bulunan Koca Mustafapaşa Parkını insan yoğunluğundan dolayı fotoğraflamakta zorlanıyoruz. (Ayrıntılı Bilgi İçin İslam Ansiklopedisi KOCA MUSTAFA PAŞA KÜLLİYESİ maddesi (E.T:9.11.2021)