EMİN SİNAN CAMİİ

EMİN SİNAN CAMİİ
İnşa Tarihi:
Banisi:
Adres: ….Mahallesi
Yeniden Tamir / İnşa Tarihi:
Kitabesi (Osmanlıca Türkçesi):
Tabelası: Mevcut

Camiden çıkıp aracımızı bıraktığımız yeri aramayı sürdürürken bu kez yolumuz Emin Sinan Camiine düştü. Caminin birbirine paralel her iki sokaktan da girişi bulunuyor. Minaresi bu açıdan daha net gözüküyor. Pertev Paşa Sokaktaki A kapısı kapalı olduğundan diğer kapıya yöneliyorum. Yokuş aşağı inerek ilk sağa Piyer Loti Caddesine dönüyorum. Yine sağımdaki ilk sokağa Gedik Paşa Akarcası Sokağın girerek bu kez yokuş yukarı çıkmaya hazırlanırken karşıda tam köşedeki hotel işçiliği ile göze çarpıyor. Hoteli fotoğraflarken hotel kapısının tam karşısında etrafı duvarla çevreli iki katlı binayı görerek rotamızı değiştiriyoruz. Girişi Dağhan Sokakta olan apartmanının ne olduğunu araştırmayı sonraya bırakarak tekrar, Emin Sinan Camiini görmek üzere Gedik Paşa Akarcası Sokağına giriyoruz. Yokuş yukarı çıkarken sağımda caminin hemen yanında daha önce benzerini gördüğüm II. Mahmud Han Çeşmesini görüyoruz. Çeşme, camiden mülhem Emin Sinan Çeşmesi olarak da biliniyor. Çeşme Hicri 1235 (M.1819-1820) tarihinde yaptırılmış. Çeşme onarılmış güzel görünüyor. Çeşmenin üçgen şeklindeki çatısının altında iki tarafında kitabe, ortasında tuğranın yer almaktadır. Kitabeler 5 satırdan oluşuyor. Kitabenin altında yüksekçe, tekneye kadar uzanan mermer unsuru yer alıyor. bu arada çeşmenin musluğu bulunduğunu hatırlatayım. Cami ile çeşme arasındaki koridor bahçedeki hazireye götürüyor. Cami kapısının tam karşısında eski taş istinad duvarı gibi bir yapı bulunuyor. Nihayet Camiye giriyoruz. Pazar günü olduğundan bir iki kişi cemaat vardı. İç içe eklemeli cami sanki cami planlı değil de tekke gibi. Namazı kıldıktan sonra caminin kapısını kilitlediler. Dışarı çıktığımda caminin girişinde bulunan Emir Sinan Türbesini camdan görüyoruz. Türbe ile ilgili tabelada “15. yüzyılda doğup 16. yüzyılda vefat eden Emin Sinan Hazretleri (Fatih Sultan Mehmed  Han’ın mutfak emini) bütün ömrünü hayır işlerine adamıştır. Caminin ve çeşmenin banisi Galata’daki kendisine ait daire ve depoların gelirini camiye vakfetmiştir. Harabeye dönen türbe onarılarak  bugünkü  haline getirilmiştir.”