BAB-I ALİ – İSTANBUL VALİLİĞİ

Bab-ı Ali Kitabesi
H. 1259 / M. 1843-44
(3 satır-6 sütun)
(İstanbul Valiliği bina giriş kapısı üzerindeki kitabe)

1a Zîb-i evreng-i hilâfet nûr-ı sadr-ı saltanat
Hazret-i Abdülmecîd Hân şehriyâr-ı kâm-bîn

1b Tabʽıdır tuğrâ-yı garrâ-yı menâşir-i kerem
Zâtıdır âlî-berât-ı iftihâr-ı müslimîn

1c Emne tahvîl edeni dehre rüûs-ı adl ile
Dedi dîvân-ı hümâyûnu görenler âferîn

2a Rubʽ-ı meskûn çâr-divâr-ı binâ-yı mülküdür
Sakfıdır bâlâ-yı sath-ı âsümân-ı heftümîn

2b Ol şehin emr-i hümâyûnu olup âlem mutâʽ
Etmede tahsîn-i iclâlin selâtin-i güzîn

2c Bu sarâyı eyledi ol şeh resânetle binâ
Kıldı sadr-ı aʽzâm-ı zî-şânını onda mekîn

3a Bunda tâ kim yazıla menşûr-ı adl-i pâdişâh
Dâimâ ol şâha tevfîkin Hudâ kılsın muʽîn

3b Çâkeri Zîver mücevher söyledi târîhini
“Bâb-ı âlîsin şehinşâh-ı cihân yapdı metîn”
H. 1259 / M. 1843-44

1a Hilafet kumaşının süsü, saltanat makamının nuru,
saadetli padişah Sultan Abdülmecit Han’ın gönlü,
1b kerem fermanlarının parlak tuğrasıdır.
Müslümanların yüce övünç beratı onun zatıdır.
1c Adaletli beratıyla iş başına getirdikleri ve
divan-ı hümayununu görenler aferin dedi.

2a Dünyanın dörtte biri, devlet binasının dört
duvarıdır. Yedi kat felek sathının yüceliği, tavanıdır.
2b Bütün âlem o şahın emrine boyun eğmiş olup
seçkin sultanlar, şevket ve azametini alkışlamaktadır.
2c O şah, bu sarayı sağlam bir şekilde yaptırdı
ve şanlı sadrazamını oraya oturttu.

3a Burada padişahın âdil fermanları yazıldıkça
Allah, o padişaha desteğini yardımcı kılsın.
3b Hizmetkârı Ziver, tarihini mücevher söyledi:
“Cihanın şahlar şahı, Babıali’sini sağlam yaptırdı.”

(Kaynak: Kitabelerin Kitabı Fatih E.T: 13.10.2023)

İstanbul Defterdarlık Binası önünden geçtikten sonra Gümüşhaneli Sokağından ilerleyerek tekrar Bab-ı Ali Caddesinin devamı olan Ankara Caddesine çıktık. Uzaktan Bab-ı Ali’yi fotoğraflayarak yaklaşıyoruz. Valilik girişi merdivenle çıkılan, üç yüksek kemerli tak üzerinde 3 satır, 6 sütunluk bir kitabe, takın en üstünde ise Osmanlı arması yer almaktadır. Valilik binasının hemen altında bitişiğinde, Marmaray Cağaloğlu girişinin yanında güzel bir mescid Nallı Mescid (Vilayet Camii). Vilayet Caminin önünde bulunan korkuluklara çıkarak Valiliğin yan cephesindeki kapının üzerinde bulunan kitabeyi daha yakından fotoğraflamaya çalışıyorum. Tam fotoğrafı çektim ki, caminin köşesinde bulunan güvenlik kulübesinden polisimiz demirlere çıkmanın yasak olduğunu söyledi haklı olarak. Kitabe diğer cephede olduğu gibi 3 satır, 6 sütundan oluşuyor. Nallı Mescid son yıllarda restore edilmiş oldukça güzel ve estetik görünümlü küçük bir mescid. Vilayet Binasına sırtını dönmüş bir çeşmesi ve şadırvanı bulunuyor.

Avlu giriş kapısının sağ yanında binanın tarihçesi hakkında özet bilgi verilmiş: “18. yüzyılın başlarında Abdülmecit döneminde yapıla Bab-ı Ali, kelime olarak Yüce Kapı, Yüksek Kapı anlamındadır. Siyasi literatürümüzde, Hükümet Kapısı, Bakanlar Kurulu toplantı makamı anlamın taşımaktadır. Paşa kapısı olarak ta anılan bu bölge daha önce Sadrazam Konağı’nın bulunduğu bilinmektedir. Osmanlı İmparatorluğunun ilk dönemlerinde Bakanlar Kurulu toplantıları (Divan-ı Hümayun) Topkapı Sarayı Kubbealtı’nda yapılmakta iken, Sadrazam zaman zaman Bab-ı Ali’de de Bakanlar Kurulunu toplardı. Tanzimat’tan (1839) itibaren Sadrazam ikametgahı olarak kullanılmaktan çıkmış, tamamen Sadaret (Başbakanlık) makamı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Esas girişi oluşturan ve buraya adını veren Bab-ı Ali anıtsal kapısı 20.yüzyıla kadar kullanılmıştır. Bu kapı Gülhane Parkı tarafında Alay Köşkü karşısındadır. Bab-ı Ali’nin günümüzde kullanılan kapısı Ankara Caddesindeki mermer merdivenli giriştir. Her iki kitabede yapının Sultan Abdülmecit tarafından yaptırıldığı belirtilmekte olup, sanatlı yazılar Yesarizade Mustafa izzet Efendi’nindir. Çok sayıda yangın geçiren binalar yeni eklemeler ve restorasyonlarla günümüze kadar gelmiştir. Osmanlı Döneminde bir çok siyasi olaya sahne olan Bab-ı Ali, Cumhuriyetin ilanından itibaren İstanbul Vilayet Makamı olarak kullanılmaktadır. Bu binada, yapıldığı günden başlayarak 60 sadrazam (başbakan), 48 Reisülküttap (Dışişleri Bakanı), 22 vakanüvis (Osmanlı’nın ilk resmi tarihçileri) görev yapmıştır. Cumhuriyetin ilanından itibaren 23 vali bu binada görev yapmıştır.” Yazıda Hüsn-i Hat’a “Sanatlı yazılar” denmesi hiç bir şekilde oturaklı olmamış. Bazı kelime veya kavramları Türkçeleştireceğiz diyerek dilimizi kadükleştirmenin hiçbir anlamı yoktur.

Bâb-ı Âli Tarihçesi hakkında bilgi edinmek için İstanbul Valiliğinin Tarihçe bölümüne bakılabilir.

Ayrıntı için İslam Ansiklopedisinin BÂBIÂLİ maddesine bakabilirsiniz.