TOPKAPI KALEİÇİNE KISA BİR GEZİ
Bugün 25 Mart 2025 Salı. Ramazan ayının 25.günü. Veteriner İşleri çalışanları olarak birlikte iftar açacağız. İftar öncesi güzergah üzerinde bulunan Topkapı suriçinden geçerek Mevlanakapıya kadar yürümeyi planladık. (Bugün gezdiğimiz yerlerin bir kısmı Topkapı, bir kısmı ise Molla Gürani güzergahlarında yer almıştı. Ancak konu bütünlüğü bozulmasın diye tamamını burada yazacağız. Sonra ilgili başlıklara ilaveleri yapacağız). Ulubatlı metro istasyonunda inerek Vatan Caddesine paralel Çayır Meydanı Caddesinde ilerliyoruz. Sol yanımızda Fatih Belediyesine ait Natuk Baytan Parkını görüyoruz. Küçük bir park. Kısa süreli dinlemek için bir kaç tane bank bulunuyor. Biraz ileride sağ yanımızda Fatih Belediyesine ait Vatan Kütüphanesi bulunuyor. Kütüphane konusunda Fatih Belediyesi çok iyi bir noktada. Vatan Kütüphanesinin karşısında Fatih Belediyesi ana binasında Merkez Kütüphanesi yer alıyor. Caddenin sonuna geldiğimizde karşımızda Yenibahçe Karakolunu, yanında, halen üniversitenin fitoterapi bölümünce kullanılan kayıtlarda fırın olarak geçen yapı ve sağda köşede daha önceki ziyaretimizde yeni restore edilmiş olan Arpa Emini Çeşmesini görüyoruz. Bölgedeki inşaat, İSKİ ve asfaltlama çalışmaları sebebiyle toz toprak içerisinde. 19 Aralık 2021 deki halinden eser yok. Bu arada Baltalı Baba Kabrini bulmak için binaların sağına soluna iyice bakıyorum ancak bir türlü bulamıyorum. İnşaat yapılıyor. Belki de inşaatın içerisinde kaldı. Normalde halen avukatlık bürosu olarak kullanılan binanın arka bahçesinde olması gerekiyordu. Araştırdığımız kadarıyla Baltalı Baba, Nimel Ceyşten.
Bir sonraki ziyaretimde Baltalı Baba Kabrini daha dikkatli araştırmak umuduyla çeşmeyi sağımıza alarak Bican Bağcıoğlu Yokuşu Sokaktan yukarı çıkıyoruz. 50-100 metre sonra yeniden ihya edilmiş, Arpa Emini Mescidini görüyoruz. panolarda ve web sitesi, sosyal medyada restore edildiğini okumuş ve fotoğraflarını görmüştüm. Birebir görmek bugüne nasip oldu. Daha önce geldiğimde boş bir arazi, kalıntıların olduğu bu arazi iken, bugün kayıp camiyi yeniden ihya ederek ayağa kaldırılmış. Fatih Belediyesine teşekkür ediyoruz. Gerçekten büyük bir iş başarıldı. Bunun gibi onlarca kayıp cami ve çeşme Fatih Belediyemizce yeniden ihya edildi. Cami, iki sıra tuğla ve iki sıra taş ile inşa edilmiş. Kare planlı mescid Arpa Emini Mustafa Efendi tarafından 16. yüzyılın ilk yarısında yapıldığı tahmin ediliyor. Baninin kabri Kalendarhane Caminin yanında bulunan Kalenderhane Medresesinin bahçesinde bulunmaktadır. Avlusunda tarihi bir kalıntı numune olarak bırakılmış. Büyük ihtimal Arpa Emini Mektebi. Mescidin minaresi kısa ahşap giydirmeli, yapıyla uyumlu. Mescidin bahçesinde hazire bulunmuyor. Mescidin son cemaat yeri yanlardan açık, üstü çatılı. Mescidin içi oldukça sade. Halı ile duvarlar tam bir uyum içerisinde. Duvarlarda sıva veya boya yok. Yani tuğla ve taş. Tavan ahşap.
Bican Bağcıoğlu Yokuşu Sokaktan yukarı çıkmaya devam ediyoruz. Sağdaki ilk sokak olan Urban Sokağından içeri giriyoruz. Sokak ilk başta dar iken köşe başından itibaren genişliyor. Köşe başında küçük bir park bizleri karşılıyor (Urban Sk, Kurban Çıkmazı Sk ile Şeyhülislam Sk arasında). Park yeniden elden geçirilerek oyun gurupları ilave edilmiş. İsmini de sokaktan alıyor. Şeyhülislam Parkı. Parkı soluma alarak devam ediyorum. Sağa Şeyhülislam Sokağa dönerek ilerliyorum. Uzakta gözüme yeni restore edilmiş bir çeşme ilişiyor. Yanına geldiğimde tabelasından çeşmenin Hasan Ağa Çeşmesi olduğunu okuyoruz. Çeşme kare planlı ve tek cepheli. çeşmede üç adet kitabe bulunuyor. Çatının hemen altında tek parça ancak iki ayrı parça gibi gözüken 4 satır – 2 sütunluk kitabe yer alıyor. Ayna kısmı üzerinde bulunan kısa kitabede ise birçok çeşmede yer alan insan suresi 21.ayeti kerime bulunuyor. Hemen altında 1179 tarihi yer alıyor. Ayna kısmı mermerden yapılmış ve motiflerle bezenmiş. Güzel bir çeşme. Bir kez daha Fatih Belediyesine teşekkür ederek Gazi Ahmet Paşa Camii kenarından Bayezid Ağa Camiine ulaşıyoruz.
Cami önüne banka ATM’lerini hangi akıl yerleştirmiş anlamak mümkün değil. Hem caminin önünü kapatmışlar hem de anlam itibariyle uygunsuz olmuş. İnşallah geçicidir. Camii önünde Fatih Belediyesi tarafından yapılan Millet Bahçesi 5. Etap Kaleiçi Meydan Projesi reklam panosunu görüyoruz. Bu kapsamda Topkapı kale içerisinde İETT otobüslerinin kalkış peronları kaldırılmış. umudumuz o dur ki Gazi Ahmet Paşa Türbesi etrafında spor kulübü tarafından kullanılan çay bahçesi vb eklentiler kaldırılarak, türbe ortaya çıkarılır. Ruhaniyetine uygun bir alan elde edilmiş olur. Karasurları Millet Bahçesi halen Mevlanakapıdan başlayarak, Silivrikapıya kadar tamamlandı. Sonrasında Silivrikapı – Belgradkapı arası yapılacak. Herhalde zamanla deniz kenarındaki son surlara kadar uzanır. İkindi namazını kıldıktan sonra abdest alınacak çeşmelerin yanında tamamıyla mermerden oluşan desenli abdest teknesi dikkatimizi çekiyor. Teknenin daha önce muslukları da varmış, sonrasında kapatılmış. Camiden çıkıp banka ATM’lerini incelerken gözümüz cami bahçesinde tek başına kalmış mezara takılıyor. Uzaktan mezar taşında latince Türkçesi ile Fatih Sekbanbaşılarından Bayezid Ağa 1953 yazısını okuyoruz. Daha önce bu mezar taşını görmemiştim. Hemen tekrar cami avlusuna girerek, bahçesinin arka kısmına geçmek üzere kapalı bahçe kapısını açıyoruz. Avluya girdiğimde İstanbul Hazireleri Panosunu görüyoruz. Sekbanbaşı Bayezid Ağa Kabri başlıklı panoyu okumaya başlıyoruz: “Bu kabirde, 1453’te İstanbul’un fethine katılan mutlu askerlerden (Ni’me’l-Ceyş) Fatih Sultan Mehmed’in Sekbanbaşısı Bayezid Ağa yatmaktadır. Sekbanbaşı. Osmanlı ordusunda yeniçeri ocağına bağlı sekban bölüklerinin yöneticisidir. Bayezid Ağa aynı zamanda kabrinin bulunduğu mescidin de banisidir. 15. yüzyılda inşa edilmiş olan mescid bahçesindeki kabirle birlikte 1953’te İstanbul Fetih Cemiyeti tarafından tamir edilmiştir.” Kabrin yanında musalla taşı gibi bir taş üzerinde mezar taşı ve cami duvarına yaslanmış kırık, parçalı 2 satır – 3 sütun mermer bir kitabe yer almaktadır. Kitabe çeşmeye ait bir unsur gibi. Bir web sitemizde cami avlusunun bir köşesinde Kösem Sultan Çeşmesine ait olduğu ifade edilen bir kitabenin bulunduğunu ifade ediliyor. Bu konuyu araştırmak üzere Emete Hatun Kabrini bulmak üzere Gazi Ahmet Paşa Parkı bitiminde sağa dönerek kıvrımlı uzayan sokağa Hamam Odaları Sokağa giriyoruz. Sokağın bir köşesinde bir mezar yeri kadar etrafı çevrelenmiş, içerisinde sadece bir ağaç bulunan yere Emete Hatun Kabri denildiğini öğreniyoruz. Önceki yıllarda çekilmiş bir fotoğraf karesinde A4 ebadındaki fotoblokta kısaca “Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u kuşattığı zaman orduya çok hizmeti geçmiş bir hatun kişidir.” ifadesi yer almaktadır. Sokakta ilerlediğimizde U dönüşü ile tekrar Topkapı Caddesine çıkıveriyoruz.
Topkapı Caddesinde Pazar Tekke yönünde ilerliyoruz. Rotamız Pazar Tekke. Bazı kaynaklarda Topkapı Caddesi ile Pazar Tekke Sokağında kayıp bir sebilden Pazar Tekke Sebilinden bahsediliyor. Hatta Sebilin kitabesinin türbe içerisinde muhafaza edildiğinden söz ediliyor. Eski fotoğraflarda bir avlu kapısı ve sebil görünüyor. Avlu kapısı üzerinde en üstte 3 madalyon altında ise 4 parçadan oluşan her bir parçasında 4 satır bulunan birer kitabe yer alıyor. Sebilin bulunduğu pencerenin üzerinde ise -halen türbede bulunan kitabe- 6 satır-2 sütun kitabe yer alıyor. Biz halen var olan yapılara dönelim. Tekke, Kürkçübaşı Ahmet Şemsettin Camiinin bitişiğinde Pazar Tekke Sokağında bulunuyor. Birbirine bitişik iki yapıdan oluşuyor. İlkinde Şeyh Hariri Hz Türbesi yanında ise Tekke binası yer alıyor. Tekke binası halen işyeri olarak kullanılıyor. Kabirlerin bulunduğu yapı 3 geniş penceresi ve hemen yanındaki avlu kapısı ile göze çarpıyor. Yapının taşları renk değiştirmiş, bakımsız. Tekke avlu kapısı üzerinde en üstte tuğra altında üç parça kitabe yer alıyor. Sağdaki birinci kitabenin yazı ölçüsü daha büyük. 4 satırdan oluşuyor. Yandaki iki kitabe ise 6’şar satırdan oluşuyor. Türbenin kapısı kapalı idi. Bu sebeple bizde pencereden içerisini fotoğrafladık. Türbe de 8 sanduka bulunmaktadır. Sol tarafta bulunan Hz. Şeyh Muhammed Hariri efendiye ait sanduka diğerlerinden farklı ve etrafı ayrıca çevrili. A4 ebatındaki fotoblok bilgilendirme tabelasında Şeyh Hariri Hz. başlığı altında şu bilgilere ulaşıyoruz. Pazar Tekke sokağında ilerlemeye devam ediyoruz.
Biraz ileri de sağda yeni revize edilmiş Oruç Baba Parkına ulaşıyoruz. 2021 de yeşil alan vardı. Ancak park olarak isimlendirilmemişti. İçerisinde kabirler ve şadırvan benzeri bir yapı vardı. Parktan içeri giriyoruz. Peyzaj düzenlemesi güzel olmuş. Şadırvan kaldırılmış. Oruç Baba Türbesi ve Haziresi daha görünür hale getirilmiş. Girişte oyun gurubu ve banklar bulunuyor. Merdivenle aşağı doğru indiğimizde yine oyun gurubu ve üstü kapalı piknik masaları konulmuş. Sağda eskiden şadırvan bulunan bölgede peyzaj düzenlemesi yapılmış, Oruç Baba Haziresi biraz daha alçakta kalıyor. Duvar ve üzeri korkulukla çevrelenmiş. Oruç Baba Türbesi yazılı kabir etrafı demir korkulukla ayrıca çevrelenmiş. Güzel, bakımlı bir hazire olmuş. Hazire iki bölümden oluşmuş. Soldaki bölümde Oruç Baba Türbesi yazılı kabir bulunuyor. İhtimal çok düşükte olsa, bazı görüşlere göre ise Oruç Baba İstanbul’un fethine katılmış askerlere su ve yemek götürmekle sorumlu bir asker imiş. Su kıtlığında bile su dağıtırmış, Bu sebeple “baba” lakabı verilmiş. Oruç Baba parkının Kürkçü Bostanı Sokağa açılan kapısından çıkarak parkı sol yanıma alarak ilerliyoruz. Önce Dr. Nasırbey Sokağına sonrada Sefa Bostanı Sokağına giriyoruz. daha önce gördüğüm ancak fotoğraflamayı ihmal ettiğim Sefa Hamamı‘na doğru ilerliyoruz. Sefa Hamamı daha önce de yazdığım gibi halen bir özel okulun müştemilatı olarak kullanılmaktadır. Aile Sağlığı Merkezi bahçesinden bir kaç kare fotoğraflamaya çalıştım. Sonrada okulun dışından uzaktan bir kare aldım. Sonra tekrar Kürkçübaşı Ahmet Şemsettin Camii‘ye geldim. Hazireyi ve hazirede bulunan Su Teknesini fotoğrafladık. Hazirede, kabirlerin arasında kahve beyaz renkli otlar kapattığı için tam belli olmayan Sadaka Taşı bulunduğunu öğrendik. Sonradan öğrendiğime göre Kürkçübaşı Ahmet Şemsettin Camiinde Güneş Saati varmış. Bir sonraki sefere fotoğraflamak üzere tramvay yolunun karşısına geçerek Mevlanakapıya iftarı açacağımız mekana doğru ilerliyoruz.