19. DURAK: LALELİ (KEMALPAŞA)
PROJENİN ADI ADIM ADIM TARİHİ YARIMADA |
19. DURAK LALELİ (KEMALPAŞA) |
YAZAN Tayfun NASUHBEYOĞLU |
TARİH VE SAAT 3 Nisan 2022 Pazar (12.21 – 16.10) |
HANGİ MAHALLELERDEN GEÇTİK? -İSKENDERPAŞA, -KEMALPAŞA, -BALABANAĞA |
GEZİ GÜZERGAHI SAYFANIN EN ALTINDA VERİLMİŞTİR |
Bugün Ramazan ayı 2. günü pazar. Tarihi yarımada durakları bitmek üzere. Kalan bölgeleri sakin olacağını düşünerek pazar günleri gezeceğiz. İlk kez gezi yerine metro ile ulaştık. Aksaray Metrosunda indik. Öncelikle 15 Ocakta gezdiğimiz ancak bitiremediğimiz İskenderpaşa mahallesinde eksik kalan yerleri tamamlayacağız. (Vatan, Horhor, Fevzipaşa ve Atatürk Caddeleri arasında kalan ada) İskenderpaşa’da eksik kalan yelerleri 15. DURAK İSKENDERPAŞA) sayfasının sonuna ekledim. Bu sebeple bu sayfada Kemalpaşa yer alacak.
Pertevniyal Valide Sultan Camiinden çıktıktan sonra tam karşımızdaki tramvay yolunun da olduğu Ordu Caddesine geçiyoruz. Bugün Vezneciler Caddesi ile Ordu caddesi arasında Bayezıd Camiine kadar olan alanı tarayacağız. Bölgenin en önemli yapıları şüphesiz Bayezid ve Laleli Camileri. Pazar günü olduğu için bazı sokaklar oldukça sakin. Bol miktarda döviz bürosu, otel ve bavul ticaretinin merkezi dükkanları ile Laleli. Çok sayıda sokaktan geçtik, adeta zikzaklar çizerek bölgeyi taradık. Bu kez fazlaca sokak ve cadde isminden bahsetmeyeceğim. Ordu Caddesi Sultanahmet yönüne doğru -mecburi olarak- sol tarafımdaki Selimpaşa Sokağına dönerek gezimizin bu bölümüne başlıyoruz. Bulunduğumuz mahalle Kemalpaşa Mahallesi. Tevafuken ilk olarak da Kemalpaşa Cami ve Hazireleri önümüze çıkıyor. Gençtürk Caddesi üzerinde sol yanımızda Camiye ait hazire bulunuyor. İstanbul Haziresi Panosunda büyük puntolarla üç başlık birden yer alıyor. Kemal Paşa Camii Haziresi, Hasan Fehmi Paşa Türbesi, Laleli Baba Kabri. Tabeladan sırayla yazılanları okuyoruz. Kemal Paşa Camii Haziresi: “İlk yapısı 16. yüzyıla ait olan Kemal Paşa Camii bitişiğinde, zaman içerisinde bu hazire oluşmuştur. 19.yüzyılda yeniden ihya edilen caminin mihrabı önünde ve güneybatı yönünde gelişen hazire alanı içinde inşa edilen Hasan Fehmi Paşa Türbesi, hazire alanını iki bölüme ayırmıştır. Hazirede bazıları kırık olmak üzere toplam 100 kadar mezar taşı tespit edilmiştir. Mezar taşlarının çoğu 18. ve 19. yüzyıla aittir.” Hasan Fehmi Paşa Türbesi: “Hasan Fehmi Paşa, 1836 yılında Batum’un Muradiye Kasabasında doğmuştur. İstanbul’da hukuk tahsili görmüş ve 1858 yılından itibaren birçok görevde bulunmuştur. Mekteb-i Hukuk’ta hoca olarak görev yapan paşa, 1906 yılından sonra iki defa Adliye Nazırı, bir defa da Şura-yı Devlet Reisi seçilmiştir. 1910 yılında vefat ettiğinde ailesinin de gömüldüğü Kemal Paşa Camiinin mihrap önündeki türbeye defnedilmiştir.” Laleli Baba Kabri: “Bazı kaynaklarda Kanuni Sultan Süleyman döneminde (16.yüzyıl) yaşadığı bildirilen bir velidir. Bazı kaynaklarda ise Sultan III. Mustafa döneminde (18.yüzyıl) yaşadığı kabul edilir. Türbesinin bulunduğu semt ve bu semtte inşa edilen III. Mustafa Camii ve Külliyesi zaman içinde onun adını almıştır. Ordu Caddesi üzerinde vaktiyle yer alan Laleli Baba’ya ait olan kabir, 1957 yılında yol genişletme ve çevre düzenleme çalışması sırasında Kemal Paşa Haziresine taşınmıştır.” Hasan Fehmi Paşa Türbesi oldukça süslü, türbe, klasik türbe yapısından uzak, kare yapılı, her bir yüzünde 3 pencerenin yer aldığı, hafif kubbeli, güzel bir yapı. Döneminin çizgilerini taşıyor. Caminin girişi cadde üzerinden, görünümü ise gösterişsiz. Çatılı olan cami açıktı. İç kısmı tavana kadar çini ile kaplanmış. Tavan ahşap kaplı. Küçük güzel bir cami.
-İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ –İBB NUMUNE PARKI -DOĞU ROMA İKİ SÜTUN –HOŞKADEM CAMİİ –ANKARAVİ MEHMET EFENDİ MEDRESESİ –SARAÇHANE 15 TEMMUZ ANITI –KADI HÜSAMEDDİN ÇAMAŞIRCI HACI MUSTAFA EFENDİ 18 SEKBANLAR CAMİİ –ONSEKİZ SEKBANLAR KABRİSTANI –ÜRYANİ MEHMED DEDE TÜRBESİ –TAŞHAN |
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ana binası arka kısımlarına doğru ilerliyoruz. İBB’ye ait Numune Parkı bir rahatlama sağlamış. Bankların, Çocuk oyun guruplarının olduğu parka bitişik, kırmızı kiremitli çatısını ve minaresini gördüğümüz camiye doğru yöneliyoruz. Bulunduğumuz yerden Şehzade Caminin bir çok açıdan fotoğrafını çekiyoruz. Bu arada Doğu Roma Döneminden kalma iki adet sütun da fotoğraf karemize takılıyor. Uzaktan gördüğümüz cami yanına ulaştığımızda kapalı olduğunu görüyoruz. Caminin ismi Hoşkadem Camii. Tabelasından banisinin Fatih Sultan Mehmet Han’ın sekbanbaşısı Hoşkadem Ağa’nın olduğunu okuyoruz. Yapılış tarihi olarak 1456, yeniden imar tarihi ise 1977 olarak yazılmış. Caminin tam karşısında tarihi bir yapı göze çarpıyor. Etrafı çevreli yapı Türk Dünyası üzerine faaliyet gösteren bir STK tarafından kullanılıyor. Araştırmalarımızda buranın Ankaravi Mehmet Efendi Medresesi olduğunu öğreniyoruz. (MEHMED EMİN EFENDİ, Ankaravî hakkında ayrıntılı bilgi edinmek için Diyanet İslam Ansiklopedisine bakılabilir E.T:13.4.2022) İBB binasının yanından araç parkının içerisinden Şehzade Camii ile güzel bir kompozisyon oluşturan Türkiye’nin en uzun isimli camisinin minaresini görüyoruz. Camiye doğru ilerlerken 15 Temmuz Şehitleri anısına bilgilendirme panosunu? bizi karşıladı. Bakımsızlıktan yazılar silinmek üzere. Sanki birileri bu olayı unutturmak ister gibi. (İBB önündeki havuzun cadde kenarında kalan kısmında etrafı camekanla çevrelenmiş, 15 Temmuz şahitlerinin havuzdan abdest alışları oldukça gerçekçi bir şekilde sembolize edilmiş. Hemen yanında bulunan prizma tabelada Saraçhane 15 Temmuz Anıtı başlığında bu anlamlı olay şöyle anlatılmış: “Darbe girişiminin olduğu 15 temmuz gecesi İstanbul Büyükşehir Belediyesini işgal eden hainler, saklandıkları binadan vatan savunması yapan halkımızın üzerine kurşun yağdırıyordu. Şehit ve Gazilerimizin olduğu kalkışmanın güvenlik kamerası kayıtları izlenirken tarihe not düşülecek bu anlar tespit edildi. Vatan sevdalıları ve imanlarından başka teçhizatı olmayan kahramanlarımız, abdest kuşanıyordu. Onlar… Ölmekten değil, abdestsiz ölmekten korkmuşlardı! Halkımıza şükran, şehit ve gazilerimize minnetle…”) Cami, Şehzade Camii ile karşılıklı. Beyaz renkli minaresi ile küçük hoş bir camii. Bu cami de de Fatih Müftülüğü tarafından yaptırılan bilgilendirme amaçlı kitabe yer almıyor. Cami duvarı ve kapı üzerine asılı tabeladan sadece Caminin ismi ve yapılış tarihini öğrenebiliyoruz. “Kadı Hüsameddin Çamaşırcı Hacı Mustafa Efendi 18 Sekbanlar Camii” yukarıda belirttiğim gibi Türkiye’nin en uzun ismine sahip camisi. Aslında isim 3 ayrı parçadan oluşuyor. Kadı Hüsameddin, Çamaşırcı Hacı Mustafa ve 18 Sekbanlar. Camii, Kanuni Sultan Süleyman dönemi İstanbul Kadısı “Kadı Hüsamettin Çelebi” yaptırılmıştır. Kabristanın cami haziresi olarak düzenlenmesinden sonra 18 Sekbanlar ismi ile de anılmış, sonra 1755 yılında çıkan yangında hasar gören cami Çamaşırcı Hacı Mustafa Efendi tarafından tekrar yapılmış. Böylelikle uzun bir isim ortaya çıkmış. Cami kiremit çatılı, içi sade. Tavanı desenli ahşap beyaz / krem renkli güzel m2 olarak küçücük, isim uzunluğu olarak Türkiye’de birinci olan bir camii. Caminin hemen yanında Onsekiz Sekbanlar Kabristanı bulunuyor. Tabelasından şu bilgilere ulaşıyoruz: “Kabristanda, 1453 yılında İstanbul’un fethine katılıp bu sırada şehit düşen on sekiz mutlu asker (Ni’me’l – Ceyş) yatmaktadır. Hemen yanında bulunan mescidin karşısında vaktiyle “18 Sekbanlar” ismiyle anılan bir de sıbyan mektebi bulunmaktaydı. Osmanlı Ordusunda yeniçeri ocağına bağlı sekban bölüğünden olan ve isimleri bilinmeyen bu askerler için hepsi adına anonim bir kitabe dikilmiştir… Kabristan içine, kimliği bilinen tek mezar Sekbanlar Kethüdası Hızıroğlu Hamza’ya aittir. Ayrıca Bukağılı Dede’ye ait olduğu belirtilen, Cumhuriyet döneminde yenilenmiş, şahidesinde 1767 tarihinin kaydedildiği bir de kabir mevcuttur.” Kabristan oldukça bakımlı, etrafı muntazam bir şekilde çevrilmiş, kabristan içerisinde bir kitabe dikkati çekiyor. Ayrıca kabristanın dip kenarında genişçe bir duvar oluşturulmuş. Üzerinde dairesel yeşil zemin üzerinde ay ve hilal, hemen yanında ise 2 satır Arapça metin yer almaktadır. Araştırmalarımızda Şehitliğin, 2018 yılında İBB tarafından restore edildiği bilgisine ulaşıyoruz. Cami ve şehitliğin önündeki yapılar yıkılarak tarihi dokuya rahat nefes aldırılmış. Ayrıca 15 Temmuz darbe kalkışmasında da İBB çevresindeki direnişte 18 şehidin olması tevafuk olsa gerek. Bu konuyu bir dergi sayfalarına yansımış, okumak isteyenler bakabilir (Haber: 5,5 asır sonra aynı noktada 18’er şehit Gerçek Hayat E.T.14.4.2022). 18 Sekbanlar Sokağından aşağı doğru ilerlediğimizde sağı tarafta bir bölümü kaldırıma taşmış cırtlak yeşile boyalı, kubbeli kare biçiminde bir türbeye rastladık. Tabelasında Üryani Dede Türbesi yazıyor. Türbe oldukça bakımsız. Açık olan penceresinden içeride sanduka gözüküyor. Sandukanın bir kenarında “İstanbul’un Fethinde bulunmuş, Fatih Sultan Mehmed Han devri alimlerinden Üryani Mehmed Dede Hazretlerinin Türbesidir” yazısını okuyoruz. Cadde ve sokaklarda epeyce dolaştıktan sonra şimdi Fethibey Caddesindeyiz. Tarihi bir çarşı / han, Taşhan dikkatimizi çekiyor. Kapı üzerinde bulunan tabelasında: “1760 Sipahiler Hanı, Katırcılar Hanı, Çukurçeşme Hanı Taşhan 1993” yazıyordu. Tabelanın üzerindeki kemerde çarşının İngilizce metni yer alıyor (Historical old bazaar). Han kapalı olduğundan içerisini göremedik. Başka bir zaman fotoğraflamak üzere gezimize devam ediyoruz.
–KALINTI KİLİSE (Vezneciler Cad) –KUYUCU MURAD PAŞA KÜLLİYESİ —KUYUCU MURAD PAŞA TÜRBESİ —KUYUCU MURAD PAŞA SEBİLİ —KUYUCU MURAD PAŞA MEDRESESİ —KUYUCU MURAD PAŞA SIBYAN MEKTEBİ |
Zikzaklar çizerek sokakları dolaşmaya devam ediyoruz. Büyük Reşit Paşa Caddesinde vezneci yönüne ilerliyoruz. Sağımda İstanbul Üniversitesi binaları yer alıyor. Caddenin isminin yazdığı tabelanın duvarında Kubbealtı Akademisi tarafından bir kitabe asılmış. Panoda, “İstanbul’un işgali sırasında 16 Mart 1920 sabah 5.45’de Şehzadebaşı Karakolu’nu basarak yataklarında uyumakta olan altı askerimizi şehit etmişlerdir. Ruhları şad olsun” yazısı dikkat çekiyor. Karşımızda Vezneciler Metrosu ve Kalender camisi görüyoruz. Cadde biter bitmez sağa dönerek Bayezid Meydanına doğru yol alıyoruz. Yine sağımızda İstanbul Üniversitesi bulunuyor. Sağımızda sonradan ismini öğrendiğimiz Kuyucu Murad Paşa Külliyesine ait köşede sıbyan mektebi, dükkanlar, medrese, türbe ve sebili not ediyoruz. Üniversite bahçesinde kilise kalıntısı dikkatimizi çekti. İBB kalıntı kilise ile ilgili büyükçe bir bilgilendirme panosu yerleştirmiş. Panodaki bilgilere göre kilise, 1971-72 yıllarında ortaya çıkarılmış. Kapalı haç planlı kiliseden günümüze sadece doğu kısmının temeli kalmış. Yine girişi üniversite bahçesinden yapılan, bir duvarı kaldırıma sıfır Kuyucu Murad Paşa Türbesini görüyoruz. Yıllardır buradan defalarca geçtik. Lakin bir türbenin varlığını ilk kez bugün öğrendik. Türbeye giremedik. Bahçede olduğu için güvenlikten izin alıp gitmek gerekiyordu. Pencereden içerisi görülüyor. Üç adet koyu yeşil örtü ile kaplı sanduka mevcut. Türbe kapısı yanında Kuyucu Murad Paşa Sebili dikkati çekiyor. Türbe kapısında bulunan bilgilendirme tabelasında: “Hırvat asıllı olarak bilinen Kuyucu Murad Paşa, devşirme usulüyle saraya alınıp burada yetişmiş, Sultan I. Ahmed dönemi vezirlerindendir. Yemen Beylerbeyi, daha sonra Trablusşam, Karaman, Şam, Kıbrıs ve Diyarbakır Beylerbeyi olmuştur. Anadolu Celali isyanlarını bastırmıştır. Kuyucu lakabı, bir rivayete göre asileri katlettikten sonra kuyuya doldurtması, diğer bir rivayete göre ise 1585 Tebriz Seferinde atıyla birlikte kuyuya düşüp İranlılara esir düşmesi dolayısıyladır. 1610 yılında Paşa, kendi adına İstanbul Vezneciler’de bir külliye yaptırmıştır. Külliyesi medrese, dershane –mescid, türbe, sebil, sibyan mektebi ve dükkanlardan oluşmaktadır. Kuyucu Murad Paşa 1611 yılında vefat etmiştir. Türbe kesme küfeki taşından kare planlı olup, kubbe ile örtülüdür. Giriş cephesinin sol tarafında dışa taşkın sebil, sağ tarafında ise basık kemerli türbe kapısı yer almaktadır. Türbe kapısının önünde üç gözlü revak bulunmaktadır. Çift sıra iki kat pencere düzenine sahip olan yapıda alt sıra pencereler dikdörtgen açıklıklı, üst sıra pencereler ise kemerli olarak düzenlenmiştir. Türbede Sadrazam Kuyucu Murad Paşa, Abaza Mehmed Paşa ve Cigalazade Sinan Paşa’nın oğlu Mehmed Paşa medfundur.” yazısını okuyoruz.
Seyyid Hasan Paşa Sebili ve Çeşmesi Yapılış Tarihi: H. 1158 / M. 1745-1746 Sebilin Kitabesi; 1 Âb-rûy-ı şehriyârân-ı cihân Mahmûd Hân Cûy-ı cûd u lutfudur sîr-âb-sâz-ı kâinât 2 Ahd-i adlinde o şâhenşah-ı İskender-ferin Sû-be-sû âsâr ile oldu müzeyyen şeş-cihât (Devamı için tıklayınız!) Çeşmenin Kitabesi; Maâşallah Sâhibü’l-hayrât ve’l hasenât Sadrazam Es-seyyid Hasan Paşa) (Kaynak: https://kulturenvanteri.com/ E.T:14.4.2022) Seyyid Hasan Paşa Medresesi Kitabesi (Kapı üstü) 1 Şehinşâh-ı sipihr-evreng Sultan-ı Sikender-fer Cihan-dâr-ı muzaffer Hân Mahmûd-ı güzîn-ecdâd 2 O sultân-ı kerem-ver bende-perver maʻdelet-güster Muvaffakdır umûrunda be-lutf-i Hayy-ı bî-endâd (Devamı için tıklayınız!) |
–ORD. PROF. DR. AHMED ZEKİ VELİDİ TOĞAN PARKI –SEYYİD HASAN PAŞA MEDRESESİ –SEYYİD HASAN PAŞA SEBİL VE ÇEŞMESİ –SEYYİD HASAN PAŞA MEDRESESİ KUŞ EVİ –II. BAYEZİD TÜRK HAMAM KÜLTÜRÜ MÜZESİ |
Vezneciler Caddesinde polis merkezine kadar ilerledik. Tam polis merkezinin köşesinde küçük bir yeşil alan Ord. Prof. Dr Zeki Velidi Toğan Parkı ve medrese binasını gördüğümüzde sağa medresenin bulunduğu sokağa Kimyager Dervişpaşa Sokağına girdik. Sokağın diğer ucu kapalı. Sol tarafımızda Seyyid Hasan Paşa Medresesi yer alıyor: Medrese H. 1158 / M 1745-1746 yılında Sadrazam Seyyid Hasan Paşa tarafından inşa edilmiş olan külliye iki ayrı yapılar topluluğundan oluşmuştur. II. Beyazıt Hamamı’nın arkasında Veznecilerde yer alan medresenin meydana getirdiği grupta sıbyan mektebi, sebil, çeşme ve dükkânlar bulunmaktadır. Güneyde Ordu caddesinin üzerinde ise hanın oluşturduğu grupta iki çeşme, fırın ve dükkânlar yer almıştır. Külliye Mimarbaşı Mustafa Ağa tarafından inşa edilmiştir. Medrese binası sade ancak medreseye ait Seyyid Hasan Paşa Sebil ve Çeşmesi oldukça estetik bir yapıya sahip. Sebilinin her bir parçası 4 satır olan 5 parçadan ibaret kitabesi bulunuyor. Sebil giriş kapısının hemen üzerinde sarı çerçeveli, turkuaz zemin içerisine, tek satır, tek sütun, bir üstünde çatı kısmına yakın tek satır, 2 sütun kitabe yer almaktadır. Kitabelerde hadisi şeriflere yer verilmiş. (Kapı üstünde “Mü’minlerin güzel gördüğü bir şey, Allah katında da güzeldir.” hadisi şerifi. Hemen üzerinde bulunan iki hadisi şerif ise, “Sizin en hayırlınız Kur’ān’ı öğrenen ve öğretendir.” ve “Ameller ancak niyetlere göredir.”) Sebil giriş kapısının yanında sebilin parçası olan çeşmenin kitabesinde, üstte tek satır Maaşallah yazısı, altta, çeşmenin hemen üstünde ise 2 satırlık kitabe yer almaktadır. Çeşmenin diğer yanında Seyyid Hasan Paşa Medrese ana giriş kapısı üzerinde 6 satır 3 sütun kitabe yer almaktadır. Ayrıca kapının sağında ve solunda medresenin isminin yer aldığı tabela bulunuyor. Sağdaki küçük olan tabelada ek olarak Sadr-ı Esbak -eski sadrazam- ifadesi yer almaktadır. Seyyid Hasan Paşa Medresesi halen İstanbul Üniversitesine bağlı Türkiyat Enstitüsü olarak kullanılmaktadır. Medresenin Ordu Caddesine bakan duvarının sol üst köşesindeki kuş evi dikkatimi çekti. Oldukça süslü, yanlarında birer minaresi ile medeniyetimizin incelikli yönleri hakkında önemli ip uçları veriyor. Medrese bitiminde bir yüzü Ordu Caddesine bakan, tarihi hamam bulunmaktadır. Hamam, halen İstanbul Üniversitesi bünyesinde II. Bayezid Türk Hamam Kültürü Müzesi olarak kullanılmaktadır. Müze 9.30-16.30 saatlerinde gezilebiliyor. Ancak kapalıydı. Büyük ihtimal ile saatler sadece haftaiçi geçerli. Müzenin cadde kısmındaki prizma tabelada hamam ile ilgili şu bilgiler yer almaktadır: “Sultan II. Bayezid’in 16.yüzyılın ilk yarısında yaptırmış olduğu Bayezid Külliyesi’nin bir parçası olarak inşa edilmiştir. İstanbul’daki en büyük hamam olması nedeniyle Hamam-ı Kebir ve Patrona Halil İsyanının çıkış noktası olması ile de Patrona Hamamı olarak da bilinmektedir… Bayezid Hamamı, İstanbul’da Türk hamam mimarisinin bugün ayakta kalabilmiş mimari nispetlerin ahengi bakımdan en gösterişli örneklerinden biridir. Bu durum bilhassa cadde üzerindeki cephesi üzerinde belirgindir…” (Ayrıntılı bilgi için İslam Ansiklopedisinin SEYYİD HASAN PAŞA KÜLLİYESİ maddesine bakılabilir (E.T:14.4.2022)
-BAYEZİD MEYDANI -BAYEZİD CAMİİ KÜLLİYESİ —BAYEZİD CAMİİ —VELİYYÜDDİN EFENDİ KÜTÜPHANESİ —BAYEZİD CAMİİ ÇEŞMESİ —BAYEZİD CAMİİ HAZİRESİ —BAYEZİD-I VELİ TÜRBESİ —MUSTAFA REŞİT PAŞA TÜRBESİ —SELÇUK HATUN TÜRBESİ —BAYEZİD CAMİİ SIBYAN MEKTEBİ —BAYEZİD MEDRESESİ (TÜRK VAKIF HAT SANATLARI MÜZESİ) –YAZMA ESER KÜTÜPHANESİ –SAHAFLAR ÇARŞISI -İ.Ü. RIDVAN ÇELİKEL ARKEOLOJİ MÜZESİ |
Tekrar geldiğim yönde geri dönüp vezneciler caddesinden meydana çıkmaya çalışıyorum. Biraz önce gördüğümüz Parkın içerisinde parka ismini veren şahsın küçük bir heykeli ve hayat hikayesi yer aldığı anıt bulunuyor. Zeki Velidi Toğan 1890-1970 yıları arasında yaşamıştır. Nihayet polis amirliğinin önünden Bayezid Meydanına çıkıyoruz. Meydanda -bir türlü bitirilemeyen- çevre düzenlemesi devam ediyor. Bir tarafta İstanbul Üniversitesinin tarihi giriş kapısı, diğer yanda muhteşem Bayezid Cami Külliyesi. Cami ve meydan hakkında yazılanlar oldukça fazla olduğundan kısaca değinip geçeceğiz. İstanbul Üniversitesinin tarihi kapısını gördüğümde bir zamanlar en üstteki tuğranın sökülmesi aklıma geliyor. İslam’dan ve milletin değerlerinden uzak tepeden, baskıcı suni zihniyetin zulmünün er geç bu topraklarda sona ereceğini bilmek, içimizi rahatlatıyor. Bayezid Camiinin yakın zaman da restorasyonu büyük oranda tamamlandı. Hazire ve türbeler kısmı henüz açılmadı. (Beyazıt Meydanında, Bayezid Külliyesine ait bir çok unsur bulunuyor. Vezneciler Caddesinden meydana çıkarken sağımızda restorasyonu devam eden Bayezid Medresesi, camiye bitişik Veliyyüddin Efendi Kütüphanesi, Bayezid Camii Haziresi -2. Bayezid diğer adıyla Bayezid-ı Veli Türbesi, Mustafa Reşit Paşa Türbesi ve Sultan 2.Bayezid’ın kızı Selçuk Hatun Türbesi– yer almaktadır. Mustafa Reşit Paşa Türbesi tramvay cephesinden rahatlıkla gözüküyor. Mimarisi, Kemal Paşa Haziresinde bulunan Hasan Fehmi Paşa’nın türbesine oldukça benziyor. Kapalı çarşı tarafında, Bayezid Camii Sıbyan Mektebi ve Sahaflar Çarşısı, Yazma Eserler Kurumuna bağlı, Yazma Eserler Kütüphanesi gibi unsurlar bulunuyor. Bayezid Caminde bir çok fotoğraf çektikten sonra Yazma Eserler Kütüphanesi ve Sahaflar Çarşısı yönüne çıkıyorum. Sahaflar Çarşısı 2.el ve yeni kitapların satıldığı bir zamanlar oldukça hareketli bir mekandı. Sahaflar çarşısının içerisinden kapalı çarşı yönünde diğer kapıdan çıkarak Bayezid Caminin etrafını dolaşıyorum. Caminin tramvaya bakan cephesinde türbe ve kabirlerin yer aldığı hazire bulunuyor. Burada restorasyon devam ediyor. Camii avlu duvarında tramvay cephesine bakan Bayezid Camii Çeşmesi dikkati çekiyor. Kitabesinde Enbiya 30. ayetinden bir bölüm yer alıyor. Bazı kaynaklarda bu çeşmenin ismi Mustafa Reşit Paşa Çeşmesi olarak geçmektedir. (Ayrıntılı bilgi için İslam Ansiklopedisinin BEYAZIT II CAMİİ ve KÜLLİYESİ maddesine bakılabilir (E.T:18.4.2022) Ordu Caddesinde Aksaray yönüne doğru ilerlemeye devam ediyoruz. Bu kez sağımızda yukarıda bahsettiğimiz 2.Bayezid Türk Hamam Kültürü Müzesi ve İstanbul Üniversitesi bünyesindeki Rıdvan Çelikel Arkeoloji Müzesini sağımızda bırakarak aşağı Laleli Camiine doğru ilerliyoruz. Arkeoloji Müzesi haftaiçi her gün ücretsiz ziyaret edilebiliyor. EK: 24 Temmuz 2022 Pazar BEYAZIT CAMİ KURAN KURSU
–LALELİ CAMİİ KÜLLİYESİ —LALELİ CAMİİ ÇEŞMESİ — LALELİ CAMİİ AVLU KAPISI ÇEŞMESİ (2’li) — LALELİ CAMİİ — LALELİ CAMİİ SEBİLİ — SULTAN III. MUSTAFA HAN TÜRBESİ — SULTAN III. MUSTAFA HAN HAZİRESİ (—-ADİLŞAH KADIN KABRİ) — SULTAN III. MUSTAFA HAN HAZİRE ÇEŞMESİ — ADİLŞAH KADIN ÇEŞMESİ — HÜNKAR MAHFİLİ –LALELİ BABA MAKAM KABRİ –LALELİ BABA MAKAM ÇEŞMESİ |
Laleli Camii Sebili Kitabesi; 1a) Bismillahirrahmanirrahim 1b) “Hastalandığımda, O’dur beni iyileştiren.” Şuara Suresi 80.ayet 2a) “De ki: Bu Kur’an, iman edenler için bir rehber ve şifa kaynağıdır.” Fussilet Suresi 44.ayet 2b) “Mümin bir topluluğun sadrına şifa verir.” Tevbe Suresi 14.ayet 3a) “Kalplerde olana şifadır.” Yunus Suresi 57.ayet 3b) “O müminlere şifa ve rahmettir.” İsra Suresi 82.ayet 4 “İnsanlar için şifadır. Düşünen bir kavim için ayetler vardır.” Nahl Suresi 69.ayet 5 “Biz Kur’an’ı mü’minlere şifa ve rahmet olarak indiriyoruz.” İsra Suresi 82.ayet Âdilşah Kadın Çeşmesi Yapılış Tarihi: H. 1219 / M. 1804-1805 Kitabesi; Devletlü Beyhan Sultan ve Hadîce Sultan Hazretlerinin vâlideleri merhûme Âdilşah Kadın Efendinin ruhu içün Fâtiha (Kaynak: https://kulturenvanteri.com/ E.T:18.4.2022) |
Ordu Caddesinde aşağı doğru yürüyüşümüze devam ederken sağda Laleli Camii ihtişamıyla göze çarpıyor. Minarelerinin inceliği ile 18. yüzyıl dönemi olduğunu tahmin ediyoruz. Caminin altında cadde boyunca dükkanlar sıralanıyor. Caminin bu yöndeki girişi sokağın tam köşesinden (Ordu Cad-Fethibey Cad) yüksekçe bir kapıdan yapılıyor. Avlu ana kapı girişindeki çeşmelerden bahsetmeden önce Fethibey Caddesinde bulunan Laleli Camii Çeşmesini fotoğraflıyoruz. Çeşme, camiye ait dükkanların arasında bulunuyor. Klasik Osmanlı stili ile yapılmış. Kitabesi ve musluğu bulunmayan çeşme yanlarında bulunan dükkanların eşyaları sebebiyle yoğun olan günlerde gözden kaçabilir. Ayna kısmında selvi ağacı motifi yerini almış. Çeşmeyi fotoğrafladıktan sonra tekrar avlu kapısının girişine geliyoruz. Külliyenin ana girişi buradan yapılıyor. Kapının her iki yanında, kapının bir parçası olarak birer çeşme Laleli Camii Avlu Kapısı Çeşmesi yer alıyor. Çeşmeler ayaklı lavabo gibi ergonomik ve estetik bir şekilde inşa edilmiş. Sağdaki çeşmenin kitabesinde besmele yer alırken diğer çeşmenin kitabesinde Nahl suresi 69.ayetten bir bölüm yer alıyor (“İnsanlar için şifadır”). Kapı girişinin üzerinde ise tek satır 3 sütun kitabe yer alıyor. Başta Allah buyuruyor ki, sonda ise Allah doğru söyledi anlamında “Sadakallahülazim” ibaresi, ortada ise ayeti kerime geniş bir şekilde yer alıyor. Laleli Cami Külliyesine ait unsurların kitabelerinde diğer camilerden farklı olarak tamamıyla ayeti kerimelerden bölümler yer almış. Avlu kapısı girişinde bulunan prizma tabelada Laleli Cami hakkında şu bilgiler yer alıyor: “Adını yakınındaki Laleli Baba Türbesinden ya da Laleli Çeşmesinden almaktadır. III. Mustafa döneminde Koca Ragıb Paşa’nın sadrazamlığı sırasında 1760-1763 yılları arasında inşa edilmiştir. Bazı kaynaklarda sol minarenin yapıya altı yıl sonra eklendiği ifade edilmektedir… Avluya üç yönden merdivenle ulaşılır. Beşi son cemaat yerini örten toplam 18 kubbeli avlunun ortasında şadırvanı bulunur. İki yanda yer alan minarelerden güneybatıdaki, avlu duvarıyla bütünleşirken, diğeri yapıya sonradan eklenmiştir. Hünkâr mahfiline çıkan rampa da yapıya bu kritik noktada eklemlenir. Caminin zeminden yükseltilmiş ana kitlesi sekizgen şemanın değiştirilmesiyle bugünkü biçimini almıştır…” Caminin avlusunu dolaşıyoruz. Külliyelerde olduğu gibi birçok yapı görüyoruz. Medrese, türbe, sebil, çeşmeler ve imaret gibi yapıların yanında İslam Ansiklopedisinin ilgi maddesinde yazılanlara göre külliyeye mumhâne ve sonradan muvakkithâne de ilâve edilmiştir. Avlu içerisindeki yapılardan biri -imarethane- halen bir STK tarafından kullanılmakta olup, burada Kur’an-ı Kerim’i Doğru ve Güzel Okuma Tashih-i Huruf Kursu verildiğine dair tabelayı okuyoruz. İmarethane giriş kapısının üzerinde -binanın kullanımına uygun olarak- insan suresi 8.ayeti kerime yer alıyor (“Onlar, kendi canları çekmesine rağmen yemeği yoksula, yetime ve esire yedirirler”). Buradan camiye bakıldığında iç avlu üç katlı yapı gibi gözüküyor. Yüksekçe merdivenle birinci kat hizasından iç avlu girişine ulaşılıyor. Avlu giriş kapısını üzerinde kelime-i tevhit yazısı, üzerinde 2 ayrı parçadan oluşan mermer sütun ve zemin yer alıyor. Bu tür bir cami girişine şu ana kadar rastlamadık. Çok estetik mi bilemiyorum? Cami içerisini fotoğrafladıktan sonra tekrar avluya çıkarak bu kez cami avlusu ile hazire arasında uzan bir koridora rastlıyoruz. Ordu Caddesine doğru yokuş aşağı inen koridorun sağ tarafında ayrı bir avlu içerisinde Sultan III. Mustafa Han Haziresi yer alıyor. Hazire girişinde Sultan III. Mustafa Han Türbesi isminin yer aldığı tabela dikkatimizi çekiyor. Hazireye girmeden avlu kapısından Ordu Caddesine çıkıyoruz. Yüzümüzü avlu giriş kapısına döndüğümüzde kapı üzerinde “Ey Mutmain olan nefis. Razı olmuş olarak Rabbine dön.” ayeti kerimesini okuyoruz. Girişin hemen solunda Sultan III. Mustafa Han Sebili ve türbenin caddeye taşmış kısmı yer alıyor. Sebil beş pencereden oluşuyor. Her bir pencere üzerinde tek sütun, 2 satırlık kitabe yer alıyor. Kitabelerin tamamında şifa ile ilgili ayeti kerimelerden bölümler yer alıyor. Ordu Caddesine çıkmışken türbenin yanındaki Laleli Baba Makam Kabri ve Laleli Baba Makam Çeşmesini fotoğraflıyoruz. İstanbul Hazireleri Projesi kapsamında hazırlanan tabelada “Laleli semtine ismini veren Laleli Baba XVIII. yüzyılda Osmanlı Padişahı III. Mustafa döneminde yaşamış velilerdendir. XX. yüzyılın ortalarında bu alanda Laleli Baba Kabri bulunmakta idi. Ordu caddesinin açılmasıyla kabir Kemalpaşa Haziresine taşınmıştır. Çeşme ise zamanla yok olmuştur.” Çeşme sembolik olarak -estetik olmayan bir şeklide- tekrar yapılmış. İstanbul’un imar planları gelişigüzel açılan geniş caddeler, yok edilen tarihi miras… Buna rağmen yine de çok sayıda eserin ayakta kalmış olmasına buruk bir şekilde seviniyoruz. Tekrar geri dönüp, sebilin yanındaki camii avlu kapısından içeri giriyoruz. Bu kez solumuzda bulunan türbe ve kabirlerin bulunduğu Sultan III. Mustafa Han Haziresine giriyoruz. Bu alanda III. Mustafa Han’a ait ongen planlı türbe ve bahçedeki üstü açık diğer kabirler yer alıyor. Hazirenin bahçesinde Adilşah Kadın Kabri bulunuyor. Adilşah kadının çerkez asıllı ve Sultan III. Mustafa’nın eşi olduğu öğreniyoruz. Türbenin girişinde yer alan Sultan III. Mustafa Han Türbesi bilgilendirme panosundan şu bilgileri okuyoruz: “26. Osmanlı padişahıdır, III. Ahmed ile Mihrişah Emine Sultan’ın oğludur. Cihangir mahlasıyla şiirler yazmıştır. 1776 İstanbul depreminden sonra harap olan Fatih ve Eyüp’te şehri yeniden imarında büyük rol oynamıştır. Türbede, Sultan III. Selim, Şehzade Mehmed, Fatma Sultan, Sultan III. Mustafa, Mihrimah Sultan, Mihrişah Sultan, Hibetullah Sultan ve Naime Sultan ilk ve son hariç diğer medfunlar III. Mustafa’nın oğlu ve kızlarıdır. Türbe içerisinde birisi küçük -çocuk yaşta vefat- diğerleri normal dört sanduka bulunmaktadır. Türbe çinileri ile göz dolduruyor. Pencerelerin üzerinde türbeyi içten dolaşan bant şeklinde ayeti kerime yer almış. Hazire bahçesinde kitabesi olmayan tek bir çeşme bulunuyor. Çeşmeyi Sultan III. Mustafa Han Hazire Çeşmesi olarak isimlendiriyoruz. Türbeden çıktığımızda türbe avlusunun penceresini ortalayacak şekilde, pencerenin her iki yanında üstten kemerle birbirine bağlı Adilşah Kadın Çeşmelerini görüyoruz. Çeşme kemer üzerinde 2 satırlık kitabesi bulunuyor. Çeşmeler Hicri 1219 tarihinde (M.1804-1805) hazirede medfun olan Âdilşah Kadın tarafından yaptırılmıştır. Son olarak bu çeşmeleri fotoğraflayarak, bugünkü gezimizi sona erdiriyoruz. (Ayrıntılı bilgi için İslam Ansiklopedisinin LÂLELİ KÜLLİYESİ maddesine bakılabilir (E.T:14.4.2022)
BAZI SOKAK İSİMLERİ
LALELİ (KEMALPAŞA) GEZİ GÜZERGAHI: -–KEMAL PAŞA CAMİİ HAZİRESİ, –HASAN FEHMİ PAŞA TÜRBESİ, –LALELİ BABA KABRİ, –KEMAL PAŞA CAMİİ, -İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ, –İBB NUMUNE PARKI, –HOŞKADEM CAMİİ, –ANKARAVİ MEHMET EFENDİ MEDRESESİ, –KADI HÜSAMEDDİN ÇAMAŞIRCI HACI MUSTAFA EFENDİ 18 SEKBANLAR CAMİİ, –ONSEKİZ SEKBANLAR KABRİSTANI, –ÜRYANİ MEHMED DEDE TÜRBESİ, –TAŞHAN, –KALINTI KİLİSE (Vezneciler Cad), –KUYUCU MURAD PAŞA KÜLLİYESİ (—KUYUCU MURAD PAŞA TÜRBESİ, —KUYUCU MURAD PAŞA SEBİLİ, —KUYUCU MURAD PAŞA MEDRESESİ, —KUYUCU MURAD PAŞA SIBYAN MEKTEBİ), ORD. PROF. DR. AHMED ZEKİ VELİDİ TOĞAN PARKI, –SEYYİD HASAN PAŞA MEDRESESİ, –SEYYİD HASAN PAŞA SEBİL VE ÇEŞMESİ, –SEYYİD HASAN PAŞA MEDRESESİ KUŞ EVİ, –II. BAYEZİD TÜRK HAMAM KÜLTÜRÜ MÜZESİ, -BAYEZİD MEYDANI, -BAYEZİD CAMİİ KÜLLİYESİ (—BAYEZİD CAMİİ, —VELİYYÜDDİN EFENDİ KÜTÜPHANESİ, —BAYEZİD CAMİİ ÇEŞMESİ, —BAYEZİD CAMİİ HAZİRESİ, —BAYEZİD-I VELİ TÜRBESİ, —MUSTAFA REŞİT PAŞA TÜRBESİ, —SELÇUK HATUN TÜRBESİ, —BAYEZİD CAMİİ SIBYAN MEKTEBİ, —BAYEZİD MEDRESESİ), –YAZMA ESER KÜTÜPHANESİ, –SAHAFLAR ÇARŞISI, -İ.Ü. RIDVAN ÇELİKEL ARKEOLOJİ MÜZESİ, –LALELİ CAMİİ KÜLLİYESİ (—LALELİ CAMİİ ÇEŞMESİ, LALELİ CAMİİ AVLU KAPISI ÇEŞMESİ (2’li), — LALELİ CAMİİ,— LALELİ CAMİİ SEBİLİ, — SULTAN III. MUSTAFA HAN TÜRBESİ, — SULTAN III. MUSTAFA HAN HAZİRESİ, (—-ADİLŞAH KADIN KABRİ), — SULTAN III. MUSTAFA HAN HAZİRE ÇEŞMESİ, — ADİLŞAH KADIN ÇEŞMESİ, — HÜNKAR MAHFİLİ, –LALELİ BABA MAKAM KABRİ, –LALELİ BABA MAKAM ÇEŞMESİ